SEGBİS bağlantısı kurulamadığı için başlama saati geciken duruşmada Yeni Akit yazarı Nurettin Veren SEGBİS’le tanık olarak ifade verdi.
Bugünkü köşesinde örgütün üst düzey yöneticilerini yazdığını ifade eden Veren, ”İçlerinde Ali Ünal da var” diyerek ”Ünal İzmir Bozyaka’da FEM dersanelerinin üst katında Gülen’e ait ofise gelir orada Gülen ile görüşürdü” ifadesini kullandı.
Veren: Ali Ünal, Gülen’e her konuda danışmanlık yapardı
Veren, Ali Ünal hakkında şunları söyledi:
”Ali Ünal, örgütün yazışmalarını yapar Fethullah Gülen’e her konuda danışmanlık yapardı. Gülen’in kitaplarının çevirilerini de Ali Ünal yapmıştır”
”Ali Ünal, Clinton’a Gülen için mektup yazmıştır. Siyasilere gönderilen taziye mesajı ya da tebrik mesajlarını da hep Ali Ünal yazardı. Ünal’ın pasaportu incelensin, kaç kez ABD’ye gitmiş, ne kadar süre kalmış anlaşılır. Orada olduğu zamanlarda Gülen’in yanında kaldı”
”Ali Ünal, FETÖ’nün beyin takımında olan isimlerden. Örgüt içinde en mahrem bilgileri bilir. Askeri, idari, mülki ve Emniyet makamlarında yer alan imamları ve kişileri iyi bilir, örgütün nasıl şekilleneceğine dair danışmanlık yapar”
Veren: Ali Ünal Gülen’in odasına aranmadan girerdi
Veren, ifadesinde ayrıca FETÖ lideri Fethullah Gülen’in yakalanması durumunda suçlamalara karşı nasıl itiraz edileceğine dair Ali Ünal’dan bilgi aldığını ifade ederken, İzmir Bozyaka’daki FEM dersanesinde Gülen’in odasına herkesin aranarak girdiğini ama Ali Ünal istediği gibi, aranmadan girebildiğini söyledi.
Hakimin Ali Ünal’ın Gülen’le görüştüğüne bizzat şahit olup olmadığı akkındaki soruya Veren, ”Evet, oldum. Gülen Ali Ünal’ı odasına alır kimsenin duymayacağı, kimsenin görmeyeceği şekilde konuşurlardı” yanıtını verirken Ünal’ın örgütteki görevi için ”Gülen’in özel kalem müdürü gibi çalışır, tüm yönetim kadrosunu bilirdi. Örgütün tüm birimlerini bilir” dedi.
Veren: Örgütten ayrılmış olsam da örgütü izlemeye devam ettim
Ardından söz alan Ali Ünal’ın avukatı Ayşe Suede Ünal, Nurettin Veren’e sorular yöneltti.
Örgütten ne zaman ayrıldığıyla ilgili soru üzerine Veren, ”1997 yılında ayrıldım, ancak Gülen ABD’ye gidene kadar benimle iletişim kurmaya çalıştı, geri dönmemi istedi. 2000 yılında Gülen ile ilişkim tamamen kesildi” yanıtını verdi.
Bunun üzerine Av. Ayşe Süeda Ünal’ın ”Örgütten 1997’de ayrıldım dediniz, ama örgütün üst düzey yöneticilerini bugün köşenizde yazdığınızı söylüyorsunuz. Örgütten ayrılmış biri olarak bu bilgilere nasıl ulaşıyorsunuz?” sorusuna ”Örgütten ayrılmış olsam da örgütü izlemeye devam ettim” yanıtını veren Nurettin Veren, Clinton’a yazılan mektuba da şahit olmadığını söyledi.
Ünal: Mektup Hillary Clinton‘a değil Bill Clinton‘a yazıldı
Sonrasında Ali Ünal, tanık Nurettin Veren’in iddialarını yanıtlamaya başladı. Nurettin Veren’in hiçbir iddiasını kabul etmediğini belirten Ünal ”İfadesinde beni 1985’te tanıdığını yazmış, şimdi 1990 diyor. Kendisi yalan söylüyor, biz Veren ile 1995’te tanıştık” dedi.
Söz konusu mektup hakkında konuşan Ünal, ”Mektup Hillary Clinton‘a değil Bill Clinton‘a yazıldı. Son ABD seçimleri ile alakası yoktur. Ayrıca mektubu ben yazmadım, sadece çevirisini yaptım” ifadesini kullandı.
Ünal: Evet, kitapları çevirdim, ama hepsini değil
Gülen’in kitaplarını çevirdiğini kabul eden Ünal, ”Evet, çevirdim, ama hepsini değil, sadece 4 tanesini. Gülen’in 70 civarında kitabı var. Zaten benimle çevirmen olarak temasa geçtiler” diye konuştu.
Ünakl ABD’ye son olarak 2015’in Haziran ayında gittiğini belirterek, yurt dışına giderken ya da dönerken yakalanmadığını, köyünde gözaltına alındığını söyledi.
”Veren’in hakkımda söyledikleri afaki ve yalandır” diyen Ünal, ”Örgüt adına kimseyle görüşme yapmışlığım yoktur, Gülen ile gizli bir görüşmem yoktur. Yanına gidip talimat almışlığım da yoktur. Gülen’e danışmanlık yapmadım” diyerek iddiaları yalanladı.
Ünal: Fikirlerimden dolayı yargılanıyorum. Ben sadece köşe yazısı yazdım
Ali Ünal iddialara şöyle cevap verdi:
”Kayıtlardan ABD’ye ne zaman gittiğim, ne kadar kaldığım belli olur. En son yayınevi ile ilgili olarak New Jersey’e gittim ve yayınevine ait bir yerde kaldım, Gülen’in yanında kalmadım. Hasan Polat’ın beyanlarını da okudum. İddialar asılsız ve tutarsız. ‘1985’te Ali Ünal’ın sohbetlerine katıldım’ demiş. Ben 1985’te Salihli’de yaşıyordum”
”1000’e yakın konferans verdim, hepsi kamusal alanlarda ve kamuya açık şekilde olmuştur. Örgüt ile bağlantılı hiçbir konferansım yoktur. Benim yazılarım dışında hiçbir faaliyetim yoktur. Fikirlerimden dolayı yargılanıyorum. Ben sadece köşe yazısı yazdım”
Kitaplar mahkemeye delil olarak sunuldu
Ardından Ali Ünal’ın iki kitabı mahkemeye delil olarak sunuldu. Avukat Ayşe Süeda Ünal ‘Hizmet Rehberi’ isimli kitabın FETÖ ile ilgisi olmadığını, kitap hakkında yayın yasağı da olmadığını belirtti.
Avukat Ünal, ”Müvekkilimin adil yargılanma hakkı yok sayılıyor. FETÖ çatı iddanemesinde ismi geçmiyor. Aynı kapsamda İstanbul’da görülen Zaman gazetesi davasında tutuklu sanıklar tahliye edildi” diyerek ”Tanık olarak gösterilen kişiler huzurda dinlenmeli, tanıklara soru sorma hakkı tanınmalı. Bunun aksi bir durum adil yargılama ilkesinin ihlali olur. Şu an burada bunu yaşıyoruz. Burada yapılan bir fikri yargılamadır.” ifadesini kullandı.
Savcı esas hakkında mütalaasında Ali Ünal hakkında TCK 309, 311, 312, 313 ve 314. maddeleri gereğince ağırlaştırılmış müebbet, ek hapis cezası ve tutukluluğun devamını istedi.
Ali Ünal ise ”Anayasayı ihlal suçlamasını kabul etmiyorum. İddialara ilişkin dosyada tek bir delil dahi yoktur” diyerek mütalaaya ilişkin savunma hazırlamak için süre verilmesini talep etti. Avukat Ünal, ”Kararınızı verirken İstanbul’da yargılanan gazetecilerin tahliye edildiğini dikkate almanızı talep ediyorum” dedi
Açıklanan ara kararda Ali Ünal’ın tutukluğunun devamına karar verildi. Duruşma 5 Eylül 2018’e ertelendi.