İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde süren Zaman gazetesi davasında Ahmet Turan Alkan, dün halsizliğinden dolayı savunmasını bugün yapmak istediğini söylemişti.
Savcılığın ağırlaştırılmış müebbet ve üstüne 15 yıl hapis cezası istediği Alkan, savunmasını yaptı.
P24’ün aktardığına göre işte Alkan’ın savunmasından öne çıkan bölümler:
İçinde yaşadığım ve üyesi olduğum topluma sitem içerisindeyim.
İktidar mücadelesini sıradan insanlar olarak yaşamlarımızda hiç bu kadar derin hissetmedik. Büyük kısmımız suça bulaştık. 15 Temmuz karambolünün karşınıza sürüklediği gazeteci kafilesi karşınızda. Cezaevinde en uzun süre tutuklu kalan yazarlar biziz. Savunmam boyunca sayın savcıya sık sık atıfta bulunacağım. Şahsi bir mesele değil bu sayın savcı.
Hapiste yattığımız 23 ay boyunca devletimizin kurumları hakkımızda yazılardan başka delil bulamadı. Hayatımın 2 yılına el konuldu.
Suçüstü yakalanmışız gibi bize sosyal mikrop muamelesi yapıldı. Halk tabiriyle söylüyorum, vebali boynunuza.
Öfkemin sebebi haksız yere hapiste olmam değil; koca adalet mekanizmasının adaletsizliğe alet olma ihtimali, hatta olması.
HELAL SANA TÜRK ADALETİ
Helal sana Türk adaleti diyorum, çünkü gücün bana yetiyor. O söylenen yapının parçası olsaydım bir menfaatini görürdüm.
“Örgüt,” “Anayasayı ihlal,” bunların bahane olduğunu herkes biliyor. Burda olmamın sebebi 17-25 Aralık yazıları.
Suçlamaların kaynağı yok. Savcılık suçlama konusu yaptığı 15 yazı yerine mesela Madam Bovary romanından 10-15 sayfa da koyabilirdi.
PIRIL PIRIL, GICIR GICIR DELİLLER GETİRİN
Savcılıkça hayatımda adını ilk defa duyduğum internet sitelerinden alıntılar eklenmiş dosyaya.
Beni ağırlaştırılmış müebbetle yargılayacaksanız pırıl pırıl, gıcır gıcır, tartışılmaz deliller getirmelisiniz. İnternet çöplüğünden bulunan dedikodular değil.
Madem böyle tehlikeli bir örgütün varlığı biliniyordu, neden zamanında harekete geçilmedi? Mahkemeler bilip de işlem yapmayanlara da hesap sormalı.
GARİBAN YAZARIN ALDANMA HAKKI YOK MU
Mesele aldanış ise, sizin aldanma hakkınız var da şu gariban yazarın aldanma hakkı yok mu? Madem her şeyi biliyordunuz 14 yıldır niçin sustunuz.
İktidar üşenmemiş soğuk bir intikam yemeği hazırlamış bizim için. İki yıldır da ağır ağır, tadını çıkara çıkara çiğniyor bu yemeği.
DARBECİLERLE ARAMDA NASIL BİR İLETİŞİM VAR
Kelimelerimiz makinalı tüfek mermisi, cümlelerimiz napalm bombası gibi muamele görüyor nazarınızda. Ama darbecilerle aramda nasıl bir iletişim var, iddianamede bunu göremedim.
ASKERLER YAZILARIMIZI MI HIFZ ETTİ!
Herhalde bu aklını kiraya vermiş darbeci askerler, paşalar filan, 3-4 yıl önceki yazıları kesip sabah akşam hafız gibi tekrarlayarak kendilerini gaza getirmişler. Bunu mu ima ediyor savcılık?
28 Şubatta en namlı İslamcı öğretim üyeleri devrin paşalarının ardında yağ çekerken, ben enayi gibi başörtülü kızların hukukunu korumaya çalıştığım için buradayım.
KAPATMA DAVASINDA AKP’DEN YANA TAVIR KOYDUĞUM İÇİN BURDAYIM
AKP’nin kapatılması davasında demokrasiden yana tavır koyduğum için buradayım.
Kayyum Zaman gazetesine el koydu. Terör örgütüyse neden devlet el koydu? Terör örgütü lokanta mı?
ANAYASA MAHKEMESİ RADYO MU
Anayasa Mahkemesi transistörlü radyo mu ki istediğinizde kulak verip işinize gelmediğinde sesini kapatıyorsunuz? Uygulanmadıktan sonra ne işe yarar AYM kararları?
Bir AYM kararına bir de iddianameye bakıyorsunuz, Paris’ten Rakka’ya gelmiş gibi oluyorsunuz.
ÖRGÜT DİYE BİLSEM SEYREDER MİYİM
Bana isnat edilen suçlamaların dayanağı yazdığım yazılar. Bu yazıların yazıldığı sırada ortada FETÖ yok, paralel bile yok. Zaman gazetesi var.
Örgüt diye bilsem seyreder miyim, deli miyim, mecnun muyum? Alır ceketimi giderim.
Benim bildiğim ve muhatap olduğum sadece bu gazete. Editörler var, yazılarımı yolluyorum, onlar da yayımlıyorlar. Çok da saygı gösterdiler, söylemesem ayıp olur.
Herkes bir kez daha bilsin; bu politik bir dava. Aslı astarı olmayan, hukuksuz, gülünç, bir dosya.
ESKİDEN MUHALİF DEĞİLDİM, MUHALİF OLDUM
Ben Ahmet Turan Alkan, Zaman yazarıyım, muhalifim. Eskiden muhalif değildim ama şimdi muhalif oldum, boğazımı kesen bıçağını yalamam. Stockholm sendromu yok bende.
İktidarın canını sıktım, sinirlendirdim anladığım kadarıyla. Özür dilememi beklemeyin. Beni tahliye edin de demeyeceğim.
BUDALALIK SUÇUNDAN MAHKUM EDEBİLİRSİNİZ
Beni dönemin ruhunu okumayı beceremeyen bir enayi olarak budalalık suçundan mahkum edebilirsiniz ama şu yapışkan, cıvık FETÖ’nün bir mensubu olarak bir gün bile ceza verseniz kabul etmem, isyan ederim.
SİLAH NEREDE
Silahlı terör örgütü üyesi olmakla suçlanıyorum ama silah nerede, şiddet nerede, örgütün nesi oluyorum gibi ayrıntılar üzerinde durmamış mütalaa. Yazı, yazı, yazı, hep yazı.
ADLİYE ANISI!
Adliyenin -7. katındaki nezarethanede tutuklu bir hakimle karşılaştığını, hakimin kendisinin eskiden 7. katta çalıştığını anlattıktan sonra: “Bir ülkenin hakimleri siyasi şartlar değişince 14 kat birden iniyor ya da çıkıyorsa bu durum normal olamaz.”
GÜLEN’İ ELEŞTİRDİMİ İSPAT EDEBİLİRİM
Savcıya göre F. Gülen’i eleştiren hiçbir yazı yazmamışım. Ben bunun böyle olmadığını şu anda ispat edebilecek durumdayım. İspat etsem ikna olacak mısınız?
Demirören grubunda çalışan birine sen neden Demirören’leri eleştirmiyorsun diye sorar mısınız?
OKUYUCULARIM BENİ SEVİYOR
Okuyucularım beni halen seviyorlar. Okuyucularını nerde görüyorsun diye sorabilirsiniz; nezarethanelerde. Ne zaman görseler geliyorlar yanıma.
ŞEYHİM, MÜRİDİM YOK
Ben benden ibaretim. Enim, boyum, ağırlığım, yüksekliğim, hepsi karşınızda gördüğünüz bu adamdan ibaret. Derin ve gizli bağlantılarım yok, varsa çarpın yüzüme.
Mesleğim yazarlık. Yazdıklarımın arkasındayım çünkü kimseden talimat alarak yazılmış şeyler değildir. Şeyhim yok, müridim yok.
ZAMAN YÖNETİCİLERİNİ AFFETMİYORUM
Gazetenin yöneticilerini firar ettikleri için affetmiyorum. Gelip Ahmet Turan’ın yaptığı gibi yapabilirlerdi.
En azılı düşmanımın bile bu halde adalet aramasını dilemem. Beni artık evime gönderin, artık kafi. Beraatimi ve tahliyemi istiyorum.