2024’te de tablo değişmedi Türkiye’de gazeteciler 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’ne tutuklama, gözaltı, sansür ve baskı ile girdi. Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün hazırladığı 2024 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde Türkiye, 180 ülke içerisinde 158’inci sırada yer aldı. Yani Türkiye durumun “çok vahim” olduğu ülkeler kategorisinde bulunuyor.
99. sıradaydı
Türkiye Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde, AKP’nin tek başına iktidara geldiği 2002 yılında 99. sıradaydı. Sözde darbe girişiminin yaşandığı 2016 yılında 151, 2017’de 155, 2018 ve 2019’da 157’inciliğe geriledi. 2020’de 154, 2021’de 153, 2022’de 149, geçtiğimiz yıl da 165. sırada endekste yer aldı.
Hatırlamak
Türkiye’den ayrılmalarına rağmen farklı meslek gruplarından pek çok insan bulundukları ülkelerde Türkiye’deki baskıcı idarenin tehditlerine maruz kalabiliyor. Özellikle gazeteciler bu tehditlerin başta gelen muhatapları arasında yer alıyor.
OHAL kararnamesi ile kapatıldıktan sonra faaliyetlerini yurt dışında sürdüren sivil toplum örgütü Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı, Silenced Turkey’in desteğiyle, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde hem Türkiye’deki hem de sürgündeki gazetecilerin konuşulduğu bir panel düzenledi.
Türkiye’de zulüm gören gazetecileri hatırlamak
Washington DC National Press Club’da 2 Mayıs’ta yapılan panelin ‘Türkiye’de zulüm gören gazetecileri hatırlamak’ isimli ilk oturumuna kıdemli muhabir Se Hoon Kim moderatörlük yaptı.
Katılımcılardan araştırmacı gazeteci Arbana Xharra ”Demokrasi, Basın Özgürlüğü ve İfade Özgürlüğü”, American Kurdish Network başkanı Kani Xulam ”Türkiye’de Sessizlerin Sesini Yükseltmek”, Türk gazetecilerden Ergun Babahan ”Türkiye’de ve Yurtdışında Basın Özgürlüğünün Mevcut Durumu ve Gazetecilerin Karşılaştığı Tehditler” ve Abdulhamit Bilici ise ”Erdoğan Medyaya nasıl boyun eğdirdi?” başlıklı birer konuşma yaptı.
Türkiye’den sürgün gazeteciler: Zorluklar ve fırsatlar
Panelin ikinci oturumunu Al-Qahera News Siyasi Analisti, gazeteci Laurie A. Watkins yönetti. Konuşmacılardan, The Globe Post Genel Yayın Yönetmeni Mahir Zeynalov ”Sürgündeki Gazetecilere Yönelik Ulusötesi Baskılar”, gazeteci Ellen Ioanes ”Çatışma Bölgelerinde Kadın Gazeteciler ve Türkiye Örneği”, Renew Democracy Initiative İcra Kurulu Başkanı Uriel Epshtein ”Türkiye’de ve Yarı-Demokratik/Otokratik Rejimlerde Demokrasinin Yeniden İnşasında Basın ve İfade Özgürlüğünün Rolü”, gazeteci Ekrem Dumanlı ”Türkiye’de Medya, Gazeteciler ve Basın Özgürlüğü Üzerindeki Baskılar” ve Politurco.com Genel Yayın Yönetmeni Aydoğan Vatandaş ise ”Sürgündeki Gazetecilere Yönelik Taciz ve Nefret Suçları” konusunda düşüncelerini aktardı.
”Kafama kurşun sıkmakla tehdit ettiler”
”Erdoğan’ın IŞİD petrolüyle ilişkisi hakkında yazdığım bir makalenin ardından tehdit mesajları aldığını söyleyen Aydoğan Vatandaş ”Bu tehditler arasında kafama kurşun sıkılması da vardı” dedi.
”Türkiye’de medya çok fazla manipüle ediliyor”
”Türkiye’de medyanın özgür olup olmamasını bir önemi yok” diyen The Globe Post Genel Yayın Yönetmeni Mahir Zeynalov, “Çünkü çok fazla manipüle ediliyor. Medya çok parçalanmış durumda. Birbirlerinden çok nefret ediyorlar. Dolayısıyla böyle bir durumda Erdoğan’a karşı çıkmanın bir yolu yok.” yorumunda bulundu.
”Bir akıllı telefona bakar”
Teknolojinin insanlara sunduğu fırsatlara dikkat çeken Ekrem Dumanlı, ”Türkiye’de medya kuruluşları kapatılıyor ve gazeteciler hapse atılıyor. Şimdi Türk vatandaşları neler olduğunu anlamak için Adem Yavuz Arslan ve Ergun Babahan gibi sürgündeki gazetecilere başvuruyor. Bir akıllı telefon bile gazetecilerin işlerine devam etmelerine yardımcı olabilir.” dedi.