İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 4’ü tutuklu 11 gazetecinin yargılandığı Zaman Davası’nda Şahin Alpay savunma yapmaya başladı. Alpay savunmasında, Zaman’da 14 yıl süresince yazarlık yaptığını, kimseden talimat almadan özgür fikirlerini yazdığını belirtti. Digiturk aboneliğini, program yaptığı Mehtap TV’nin platformdan çıkartılmasından dolayı tepki olarak sonlandırdığını söyledi. Gülen hareketinin “karanlık” yüzünü göremediğini belirten Alpay, ” İtiraf edeyim ki, 15 Temmuz’a kadar hareketin gayrimeşru işlere karışan bir karanlık yüzü olduğunun bilincinde değildim. Şurası muhakkak ki, Gülen hareketinin bir suç örgütü olduğuna dair bir yargı kararı olsaydı, bir gün bile Zaman’da yazmayı sürdürmezdim.” şeklinde savunmasını yaptı.
P24’ün aktardığına göre Alpay’ın savunmasında öne çıkan bölümler şöyle;
İddianamedekilere ek olarak sunulan delillerin çoğu, tıpkı iddianamedeki delillerin tamamı gibi, Zaman gazetesinde yazdığım yazılardan oluşmakta.
ZAMAN’DA 14 YIL YAZDIM
Evet, Zaman’da yaklaşık 14 yıl süreyle köşe yazarlığı yaptım. Ondan önce Cumhuriyet, Sabah ve Milliyet gazetelerinde de yazarlık ve editörlük yaptım.
Zaman ciddi bir gazete olmak, toplumun tüm kesimlerine seslenmek arayışıyla çok farklı görüşte yazarlara sayfalarını açıyordu. Ben de özgürlükçü demokrasiyi savunan görüşlerimle, Zaman’ın okurlarına hitap etmekte yarar gördüm.
Zaman’da yazarak muhafazakâr kesimlerin demokrasinin ve hukuk devletinin erdemlerini kavramalarına bir katkım olabileceğini düşündüm.
14 yıldır köşe yazdığım gazeteye el konulmasına duyduğum tepkiyi göstermek amacıyla Zaman binasına gittiğim, orada bir de konuşma yaptığım doğrudur.
O gün orada tepkilerini göstermek için sadece benim gibi Zaman yazarları ve çalışanları değil, başka gazeteciler yanında CHP milletvekilleri de vardı. Bunun neresi bir suç delili olarak mütalaa edilebilir, anlamak mümkün değildir.
GÜLEN HAREKETİNE MENSUP DEĞİLİM
Gülen hareketine saygılı yaklaşmış olmamın yegane nedeni, ona toplum bilimsel açıdan bakmam oldu; asla herhangi bir aidiyet, mensubiyet gereği değil.
Digitürk aboneliğinden ayrılarak, sadece izlediğim bir kısım kanalın değil, yıllardır içinde program yaptığım Mehtap TV’nin de platformdan çıkarılmasına tepkimi dile getirdim. Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 13. maddesinde güvence altına alınan hakkımı kullanmaktan başka bir şey yapmadım. Bundan “müebbedlik” bir suç delili nasıl çıkarılabilir, anlamak mümkün değil.
Bu davanın ilk duruşmasında vurguladığım gibi, 15 Temmuz 2016 hain darbe girişimine gelinceye kadar Gülen hareketinin karanlık bir yüzü olduğunu maalesef göremedim. İtiraf edeyim ki, 15 Temmuz’a kadar hareketin gayrimeşru işlere karışan bir karanlık yüzü olduğunun bilincinde değildim. Şurası muhakkak ki, Gülen hareketinin bir suç örgütü olduğuna dair bir yargı kararı olsaydı, bir gün bile Zaman’da yazmayı sürdürmezdim.
KOZA İPEK’E EL KONULMASINA TÜM KAMUOYU TEPKİ GÖSTERDİ
Savcılığın suçlama delili olarak sunduğu bir başka alıntı Koza İpek Holding’e kayyum atanmasının eleştirildiği 2015 tarihli bir yazıdan. Burada anılanlar sadece benim dile getirdiğim fikirler değildir. Toplumun geniş bir kesimi Koza İpek Holding’e kayyum atanmasına tepki göstermiştir.
AK PARTİ’YE DÜŞMANLIK GÜTMEDİM
AK Parti iktidarına her zaman nesnel bir bakışla yaklaştım, asla düşmanlık gütmedim. Ülkeyi demokratikleştiren reformlar yaptığı sürece yurt içinde ve dışında kuvvetle destekledim. 2011’den itibaren rotasını tersine çevirip tek adam yönetimine yöneldiğinde ise AK Parti iktidarını aynı kuvvetle eleştirdim. Çünkü hakkaniyet bunu gerektiriyordu.
Yazılarımda ele aldığım konuları herhangi bir örgütün perspektifinden değil, bağlı olduğum özgürlükçü-çoğulcu demokrasi ve hukuk devleti ilkeleri açısından yorumladım.
Herhangi bir örgütten ya da kişiden talimat alarak yazmam asla söz konusu olamaz. Bu iddiayı kişiliğime karşı yapılmış bir hakaret telakki ediyorum.
ÖRGÜTE “SİLAHLI ÜYE” OLDUĞUMA DAİR DELİL NEREDE
Yazılarımda “silahlı terör örgütüne üye olduğumu, Anayasa’ya aykırı davrandığımı gösterecek en küçük bir delil bulunması söz konusu değildir.
Suçlama konusu yazılarımda sadece kamuoyunu da yakından ilgilendiren 17- 25 Aralık soruşturmasıyla ilgili olarak kamuoyunun bir kesiminin ve muhalefet partileri liderlerinin dile getirdiklerine benzer görüşleri dile getirdim.
Kaynak: platform24