Sokağa çıkma yasağı döneminde Mardin Nusaybin’de çizdiği resimleri, sosyal medyada paylaştığı ve 10 yaşındaki bir çocuğun notlarını haberleştirdiği için “terör örgütü propagandası yaptığı” suçlamasıyla 2 yıl 9 ay 22 gün hapis cezası alan gazeteci ve ressam Zehra Doğan, kaldığı Tarsus Kadın Kapalı Cezaevi’nden tahliye edildi. Doğan’ı cezaevi çıkışında meslektaşları çiçekle karşıladı.
“AÇLIK GREVLERİNE SES VERİLMELİ”
Mezopotamya Ajansı’nın aktardığına göre Doğan’ın cezaevi önünde açıklama yapmasına izin verilmedi. Doğan, daha sonra yaptığı açıklamada şunları belirtti:
“Cezaevinden çıkmak beni mutlu etse de geride arkadaşlarımı bıraktığım için üzgünüm. Şu an cezaevlerinde devam eden açlık grevleri var ve durumları her geçen gün ağırlaşıyor. Cezaevlerinde Leyla Güven öncülüğünde başlatılan açlık grevlerine bir an önce ses verilmeli.”
Doğan, uzun zamandır mesleğinden ayrı kalmasına ilişkin ise “Nerede olursam olayım aranızda olmaya ve mesleğime devam edeceğim” dedi.
‘BİZE AĞAÇLARIN, KUŞLARIN RESMİNİ GÖNDER’
Tahliye sonrası bianet’e konuşan Doğan şunları söyledi:
“Cezanın bitmesini bekliyordum, çok mutluyum. Arkadaşlarımı içeride bıraktığım için de hüzünlüyüm. Bu süreçte bana destek olan herkese ayrı ayrı teşekkür ederim. Tahliye olurken kapının arkasından anneleri ile cezaevinde kalan çocukların sesi geliyordu. ‘Zehra Zehra şimdi ağaçları göreceksin, çocukları, kuşları göreceksin. Zehra onların resmini bize çiz gönder’ diye seslediler. Onları hiçbir zaman unutmayacağım.”
‘SİSE ANA’NIN DURUMU ÇOK KÖTÜ’
Ayrıca, kendisi ile birlikte aynı koğuşta kalan hasta mahpus Sise Bingöl’in durumuna da dikkat çeken Doğan şu bilgileri paylaştı:
“Sise Nine, iki günde bir doktora götürülüyor. Hastane ona iki gün yatış veriyor. Hastaneden çıkartılıp sonra tekrar yine cezaevine getiriliyor. Sağlık durumu çok kötü. Geçen gün cezaevi müdürü ona işyerlerinde, ofislerde kullanılan koltuklardan getirdi daha rahat otursun diye. Sise Nine bunun için bize dedi ki ‘bakın gördünüz mü beni çıkartmayacaklar o nedenle rahat rahat oturayım diye bu koltuğu veriler’. Sağlık durumu çok kötü olmasına rağmen yine de ‘Dimdik ayakta duracağım’ diyor. Herkese bu mesajı iletmemi istedi.”
‘RESİM YAPMAYA DEVAM DECEĞİM’
Cezaevinde sanat alanındaki farkındalığın daha da geliştiğini ve netleştiğini söyleyen Doğan, şunları vurguladı:
“Bize sanat sanki elit bir sınıfın işi gibi algılatılıyor. Oysa sanatı yapan halktır. Sanatın anlatıcısı da halktır, anlayanı da halktır. Bize hep ayrı bir zümrenin işidir sanat, resim gibi öğrettiler, dayattılar. Oysa durum tam tersidir. Sanatı var eden halk kitleleridir.
Sanatın metalaşmadan da ticarileşmeden de yayıldığını gördüm. Ben de bu konularda çalışmaya, resim yapmaya devam edeceğim. Sanatı metaya dönüşmeden taşıyabilir, üretebiliriz. Şimdi bana düşen yeniden resimlerime devam etmek ve sanatın taşıyıcısı olmaktır.”
BİRÇOK ÖDÜLE LAYIK GÖRÜLDÜ
Dicle Üniversitesi Resim Öğretmenliği Bölümü mezunu olan Zehra Doğan, kanun hükmünde kararnameler (KHK) ile kapatılan Jin Haber Ajansı’nda muhabir ve editör olarak çalıştı. “Êzidî Kadınların Çığlığı” haberiyle Metin Göktepe Gazetecilik Ödülü’ne layık görülen Doğan, sokağa çıkma yasaklarının başladığı ilk günlerden itibaren başta Mardin olmak üzere bölgenin birçok yerinde görev yaptı. Nusaybin ve Cizre gibi çatışmalı bölgelerden geçtiği haberler nedeniyle Uluslararası Kadınların Medya Vakfı’nın (IWMF), 2018 Gazetecilikte Cesaret Ödülü’ne layık görüldü. Doğan’ın resimleri, Fransa’daki Başka Dünyalar Festivali’nde ve Cenevre’de sergilendi.
Haber: Bianet, Evrensel
Fotoğraf: Mezopotamya Ajansı