John Roberts, 65 yaşında, on dört yıldır
Amerikan Yüksek Mahkemesi‘nin başında.
Liberal değil muhafazakâr.
Cumhuriyetçi bir başkan tarafından
Yüksek Mahkeme’ye üye seçilmiş.
Ama ille de muhafazakâr gibi
davranmıyor, arada bir sürpriz yapmayı da seviyor(*).
Bu yakınlarda kürtaj, göçmen ve LBGTİ+
konularında, Yüksek Mahkeme’nin
muhafazakâr değil liberal kanadıyla birlikte oy kullanmış…
Başyargıç Roberts’ın hiç ödün vermediği bir ilkesi var:
Yüksek Mahkeme’nin
bağımsızlığı,
ya da bağımsız yargı…
Başkan Trump 2018’de kendisine
ters düşen bir karar nedeniyle Yüksek Mahkeme’ye
sert çıkınca, Başyargıç Roberts’tan
“yargı bağımsızlığı“nı vurgulayan tepki gecikmemiş:
Yüksek Mahkeme’nin üyeleri olarak
aramızda Trump yargıçları ya da
Obama yargıçları veya Bush yargıçları
ya da Clinton yargıçları yok!
Bu satırları okuyunca, böyle yargıçlara
ne kadar hasret kaldığımızı bir kez daha düşündüm.
Yargı bağımsızlığı…
Bağımsız yargıç ve savcılar…
Hukukun üstünlüğünü temel ilke edinmiş
bir yargı düzeni…
Demokrasinin omurgası olan güçler ayrılığı…
Bu açılardan Türkiye’nin durumu malum, içler acısı…
Bizi geçiyorum.
Bugünkü yazımın konusu,
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi.
Kısa adı AİHM olan yüksek mahkeme
tam dört yıldır “Ahmet Altan dosyası“nı görüşmedi.
Neden?..
Yoksa Türk yargı sisteminin uğramış
olduğu hücre bozulması, Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi’ne de mi sirayet etti?
Soruyorum:
Yüksek Mahkeme bugüne kadar Kavala
dosyasını, Demirtaş dosyasını ele aldı ama
tam dört yıldır Ahmet Altan dosyasının
kapağını açmadı.
Soruyorum AİHM Başkanı‘na:
Bu gecikme neden?..
Bir tuhaflık yok mu bu gecikmede?
Böyle bir gecikme acaba AİHM’nin
saygınlığını olumsuz etkilemiyor mu?
Ahmet Altan 10 Eylül 2016’da gözaltına alındı.
Dört yıldır Silivri‘de.
Bugün 70 yaşında.
Ve unutmayın:
Koronavirüs dönemindeyiz.
Korona’yla baş başa bırakılan Ahmet
Altan’ın tek suçu var:
Yazı yazmak…
Ahmet Altan, dava dosyasındaki üç yazı
nedeniyle İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi
tarafından geçen kasım ayında 10.5 yıl hapis
cezasına mahkûm edilirken,
tahliye kararı da çıkmıştı.
Sonra bir hukuk skandalı yaşandı:
Başkanı bir gün önce atanan İstanbul 27. Ağır
Ceza Mahkemesi Ahmet Altan’ı
yeniden tutukladı ve Silivri’ye gönderdi.
Oysa, Altan’ın dava dosyası
yargıtay aşamasındaydı.
Dosya şimdi Yargıtay’da.
Ama dosyaya bakmıyor Yargıtay.
Yargıtay’ı geçiyorum.
Tuhaf olan şu:
AİHM de dosyanın kapağını tam
dört yıldır kaldırmıyor.
Silivri’de yazdığı son kitabı dünyada 23 dile
çevrilen Ahmet Altan’a Türkiye’de yapılan
haksızlığı, hukuksuzluğu anlıyorum ama
Strasbourg‘da ne oluyor?
AİHM’nin koridorlarında Ahmet Altan’a
karşı dönen güçlü bir kulis mi var?..
Strasbourg’da, kapalı kapılar arkasında
hukuk dışı pazarlıklar mı var yoksa?..
İhtimal vermek istemiyorum.
Bu soruların çengeline takılan kuşkuları
düşünmek istemiyorum.
AİHM’nin Sayın Başkanı’na hak hukuk
ve adalet adına bir kez daha sesleniyorum:
Ahmet Altan dosyasını tozlu raflarda
unutmadınız değil mi?
* A conservative judge who likes to
surprise, FTWeekend, 4 July/5 July 2020,
sayfa 7.
Yazı: Hasan Cemal, t24
https://t24.com.tr/yazarlar/hasan-cemal/aihm-baskani-na-soruyorum-ahmet-altan-dosyasini-tozlu-raflarda-unuttunuz-mu-yoksa,27311