Dursun Çiçek tarafından gazeteci yazar Ahmet Altan’a bir köşe yazısı nedeniyle manevi tazminat talebiyle açılan davanın 4. duruşması bugün İstanbul 22. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görüldü.
P24’ün aktardığına göre; duruşmaya davacı olarak katılan Dursun Çiçek, “Mahkemeye sunacağım bilirkişi raporu ve irtica eylem planı incelendiğinde davalının hakkımdaki andıççı, terörist ve darbeci iddialarının doğru olmadığı anlaşılacaktır. Ahmet Altan o dönem genel yayın yönetmenliğini yaptığı Taraf gazetesinde hakkımda yazılar yazarak tutuklanmama ve 5 yıl tutuklu kalmama neden olanların başında gelmektedir.” İddiasında bulundu.
Ahmet Altan’ın avukatı Melike Polat ise iddialara; “Müvekkilimizin yazıyı yazdığı dönemde davacı hakkında verilmiş bir mahkumiyet kararı vardır. Davacının ilgili davada daha sonra beraat etmiş olması nedeniyle tazminat hakkı doğmaz. Dava dilekçesinde de davacı hakkındaki beraat kararının 21 Nisan 2016 tarihinde verildiği belirtilmektedir. Altan’ın yazısı bu tarihten önce yazılmıştır.” Şeklinde savunma yaptı.
İstanbul 22. Asliye Hukuk Mahkemesi, Dursun Çiçek’in Ahmet Altan’a tazminat talebiyle açtığı davanın reddine hükmedildi.
YARGITAY DAVASI
Altan hakkında açılan bir diğer tazminat davası ise yine 22 Mayıs günü Ankara’da Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nde görüldü.
Dava, AKP eski Milletvekili Recep Yıldırım tarafından Taraf gazetesinde 2009 yılında yayımlanan “Çete Köstebeği AKP’li Vekil” başlıklı bir haber ve Altan’ın köşesinde konu ile ilgili yazdığı yazılar gerekçe gösterilerek açılmış ve 8 Eylül 2015 tarihinde ilgili ilk derece mahkemesince reddedilmişti. Dava, Yıldırım’ın avukatının duruşmalı temyiz talebi üzerine Yargıtay’da görüldü.
Duruşmaya Yıldırım ve avukatı katılırken, Altan’ı avukatı Ergin Cinmen temsil etti. Yıldırım’ın avukatı dava konusu yazılarla müvekkilinin kişilik haklarının ihlal edildiğini, haber nedeniyle yaşanan mağduriyetin tazmin edilmesi gerektiğini söyledi. Yıldırım’ın avukatı “Basın ve ifade özgürlüğü sınırsız değildir. Müvekkilim iftiralara katlanmak zorunda değildir,” diye konuştu.
Avukat Cinmen ise söz konusu haber ve yazıların gazetecilik faaliyeti kapsamında yazıldığını, AİHM’in de ilgili kararlarında basın hakkında “bekçi köpeği” benzetmesi yaptığını söyleyerek ilk derece mahkemesinin kararının onanmasını istedi.
Haber ve yazıların çıktığı dönemde mafya faaliyetlerinin yaygın olarak tartışıldığını, davacının aile üyelerinden bazılarının da mafya içerisinde yer aldığına dair söylentiler olduğunu söyleyen Cinmen, “Görünürde böyle söylentiler varsa gazeteciler bunu yazmakla yükümlüdür” dedi.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi davaya dair kararını daha sonra açıklayacak.
(Kaynak: http://platform24.org/)