Diyarbakır’da 16 gazetecinin tutuklanmasına tepkiler sürerken, tutuklu bulunduğu Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nde avukatı aracılığıyla Evrensel Gazetesi’ne konuşan Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Serdar Altan, yaşadıkları hukuksuzlukları anlattı.
Kürtçe yayın haftalık Xwebûn gazetesinin polisin yaptığı operasyonla işleyemez hale getirildiğini de söyleyen Altan, “Burada genel olarak gazetecilik hedef olarak belirlenmişse de özel olarak susturulmak istenen Kürt gazetecilerdir. Xwebûn gazetesine yapılanlar bunun açık kanıtıdır” diye konuştu.
Altan, gözaltında kaldıkları sürece ilişkin “Kimi polislerin keyfi tutum ve düşmanca tavırları nezarethaneyi çekilmez hale getiriyordu. Sağ olsunlar avukatlarımız sayesinde günlük gelişmelerden haberdar oluyorduk ve tabii dışarıda bize büyük bir desteğin olduğunu da. Her ne kadar bazı basın meslek örgütleri çekingen bir tavır içerisinde olsa da meslektaşlarımızın yanımızda olduğunu bilmek gurur vericiydi” ifadelerini kullandı.
‘GAZETECİLİK FAALİYETİMİZ YARGILANMAK İSTENİYOR’
İlk olarak bizzat savcının talimatıyla saatlerce getirildikleri araçlar içerisinde tutulmak istendiklerini söyleyen Altan, “Avukatlarımızın ısrarlı karşı duruşuyla nihayet 40 dakikanın ardından bizi adliye nezaretine aldılar” dedi.
Emniyette susma hakkını kullandıkları için yapılacak sorgunun uzun süreceğinin farkında olduklarını belirten Altan, tutuklanma sürecini de şu ifadeyle anlattı: “Ancak savcının ısrarla ‘Hukukun dışına çıkma’ istemi bu süreyi daha da uzatıyordu. Bizi yargılamak için bir senaryo, bir kurgu hazırlanmıştı ve bizi de bunun bir parçası yapmaya çalışıyorlardı. Ancak bu mizansen tutmuyordu. Bizler gazeteciydik ve yargılanmak istenen gazetecilik faaliyetlerimizdi. Düşünce bir kez daha mahkum edilmek isteniyordu. Hapishanelerde var olan onlarca gazeteciye yenileri, eklenmek isteniyordu. Nitekim öyle de oldu. Basın yayın faaliyeti yürüten 16 gazeteci tutuklandı.”
‘KURGUNUN AMACI SUSTURMAK’
Dosyada gizlilik kararı olduğu ve içeriğinden bihaber oldukları için hukuki bir değerlendirme yapamadıklarına dikkat çeken Altan, “Fakat rahatlıkla şunu söyleyebiliriz ki bu kurgunun temel amacı bizi susturmak ve sahadan, yani halka haber ulaştırmaktan koparmaktır. Bilindiği üzere sadece bizleri tutuklamakla yetinmediler. Ayrıca çalışma alanlarımız da hukuksuz bir şekilde basıldı ve halen gözlem altında tutulmakta” dedi.
Hukuksuzlukların kendilerini susturmayacağına vurgu yapan Altan, meslektaşlarına ve kamuoyuna şu çağrıda bulundu: “Bizler her nerede olursak olalım yazmaya, çizmeye, anlatmaya, göstermeye devam edeceğiz. Bizler olmasak da takipçilerimiz mutlaka olacaktır. Özgür basın onları rahatsız etmeye devam edecektir. Bunu başarabilmemiz elbette ki dayanışmayı büyütmekle mümkün. Tüm meslektaşlarımıza ve basın meslek örgütlerine seslerini daha gür çıkarma çağrısı yapıyoruz. Bizden desteklerini esirgemeyen herkese de teşekkürlerimizi sunuyoruz. Unutulmasın, gazetecilik suç değildir.”
NE OLMUŞTU?
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma kapsamında 8 Haziran’da gözaltına alınan 22 kişiden JİNNEWS Müdürü Safiye Alagaş, DFG Eş Başkanı Serdar Altan, MA Editörü Aziz Oruç, Xwebûn Yazı İşleri Müdürü Mehmet Ali Ertaş ile Zeynel Abidin Bulut, Ömer Çelik, Mazlum Doğan Güler, İbrahim Koyuncu, Neşe Toprak, Elif Üngür, Abdurrahman Öncü, Suat Doğuhan, Remziye Temel, Ramazan Geciken, Lezgin Akdeniz ve Mehmet Şahin, 16 Haziran’da “örgüt üyesi” iddiası ile tutuklanmıştı. Gazeteciler Gülşen Koçuk, Esmer Tunç, Mehmet Yalçın, Kadir Bayram ile Feynaz Koçuk ve İhsan Ergülen adli kontrolle serbest bırakılmıştı.
Kaynak: Artı Gerçek