Cumhuriyet gazetesi muhabiri Hazal Ocak hakkında Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın Kanal İstanbul projesi güzergahında arazi aldığına ilişkin “Damat işi biliyor” başlığı ile 20 Ocak 2020 tarihinde yayımlanan haberinde Albayrak’a “yazılı basın yoluyla hakaret ettiği” iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması bugün görüldü. Gazeteci Ocak suç unsuru oluşmadığı gerekçesiyle beraat etti, savcının basın özgürlüğü vurgulu mütalaası dikkat çekti.
İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada “kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret etmek” suçlamasıyla yargılanan Hazal Ocak, avukatı Buket Yazıcı ve Berat Albayrak’ın avukatı hazır bulundu. Duruşmada savunma yapan Ocak, haberin hakaret değil kamuyu bilgilendirmek amacıyla gazetecilik faaliyeti kapsamında yapıldığını söyledi ve şöyle devam etti:
“Bakan Albayrak’ın Kanal İstanbul güzergahından arazi haberi bilgisi gelince kendim araştırmaya gittim. Bilgi doğruydu. Bakan Albayrak’a ulaşmaya çalıştım. Beni Bakanlıktan arayıp bilgiyi doğruladılar. Bakanlıktan aldığım bilgileri haberleştirdim ve bu bilgi Berat Albayrak’ın avukatı tarafından da doğrulandı. Suçlama konusu haberi gazetecilik bilinciyle, toplumu bilgilendirmek amacıyla yaptım. Eleştiri sınırları içinde yazdığım haberde hakaret kastım ve herhangi bir suç unsuru yoktur. Haberin basın ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesini talep ediyorum.”
Ocak’ın avukatı Buket Yazıcı ise usule ilişkin beyanda bulundu. Müvekkili hakkında iki ayrı iddianame düzenlendiğini ve davanın ikinci iddianameye açıldığını söyleyen Yazıcı şöyle konuştu:
“İlk iddianamedeki sevk maddesinin ikinci iddianamede değiştiğini gördük. Suç vasfı değişecekse müvekkilimin bundan haberdar edilmesi ve değişen suç vasfı karşısında savunmasının tespit edilmesi gerekirdi. Bu hususun araştırılmasını talep ediyoruz.”
Mütalaada basın özgürlüğünün önemine değinildi
Albayrak’ın avukatı, şikayetlerinin devam ettiğini belirterek davaya katılma talebinde bulundu. Bu talep hâkimce kabul edildi.
Esas hakkında mütalaasını açıklayan savcı, haberin basın özgürlüğü kapsamında olduğunu vurgulayarak Hazal Ocak için beraat talep etti. Savcı mütalaasında şu ifadeler yer aldı:
“Basın özgürlüğü demokratik hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarından biridir. Haber verme hakkının özgür biçimde kullanılamadığı, basın yoluyla olayların aktarılamadığı, değerlendirilemediği bir sistemde bireyler bilgiye ulaşamaz; düşünce ve kanaatlerini açıklama hürriyetlerini idrak edemez. Bireylerin bilgiye serbestçe ulaşabilmesi, olumlu veya olumsuz eleştirilerini baskıya maruz kalmadan paylaşabilmesi basın özgürlüğünün teminat altına alınmasıyla yakından ilgilidir.
Savcı: “Ünlü kişiler ve siyasetçiler için eleştiri sınırı daha geniş”
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) 10/2 maddesinde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) bireysel başvurularda verdiği kararlarda ve Yargıtay içtihatlarında yazıdaki eleştiri ve değer yargılarının bir kısmı sert ve çarpıcı bir dille dile getirilse de basın özgürlüğünün belli ölçülerde dayatmayı içerdiği, bu ifadelerin kişisel saldırı olarak görülemeyeceğinin bildirildiği açıktır. Yine bu konudaki içtihatlarda kamuoyunda bilinen ünlü kişiler ve siyasetçiler için de normal bireylere göre eleştiri sınırı daha geniştir. Bu hususlar uyarınca iddianameye konu haberin AİHS 10/2, Anayasa’nın 25, 26 ve 28. maddeleri gereği ifade ve basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, sanığın üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti oluşmadığından atılı suçtan beraati talep ve mütalaa olunur.”
Gazeteci Hazal Ocak ve avukatı Buket Yazıcı, iddia makamının mütalaasına katıldıklarını belirttiler. Albayrak’ın avukatı ise mütalaaya itiraz etti. Hâkim, iddia makamının mütalaası uyarınca suç unsuru oluşmadığı gerekçesiyle Hazal Ocak’ın beraatine karar verdi.