CHP’nin gazeteci kökenli milletvekili Utku Çakırözer, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü için hazırladığı 2019 yılı Basın Özgürlüğü Raporu’nu açıkladı. Çakırözer, “2019 yılında mahkemeler; hem haber ve eleştirinin suçlanamayacağı yönündeki yargı reformuna hem de yüksek yargının adil ve özgürlükçü kararlarına karşı direncin merkezi oldu. Türkiye’deki mahkemeler uluslararası hukuk kararlarına karşı adaletsizlikte direniyor” dedi.
Çakırözer, raporunda; 108 gazetecinin tutuklu ve hükümlü olduğu Türkiye’nin dünyada en çok gazeteciyi hapseden ikinci ülke olduğunu, 172 gazetecinin mahkemelerde haberlerini, eleştirilerini savunmak zorunda bırakıldığını, en az 60 gazetecinin gözaltına alındığını, gazetecilere yarım milyona yakın tazminat cezası kesildiğini, en az 34 gazetecinin sokak ortasında dayak yediğini, 36 bin 216 internet sitesinin yasaklandığını açıkladı.
“Mahkemeler ‘yapılanlar gazeteciliktir’ kararına rağmen ‘terör’ suçlamasında ısrarcı”
Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Çakırözer, “2019 yılında mahkemeler; hem haber ve eleştirinin suçlanamayacağı yönündeki yargı reformuna hem de yüksek yargının adil ve özgürlükçü kararlarına karşı direncin merkezi oldu. Wikipedia yasağı AYM kararına rağmen iki haftadır kaldırılmadı. Cumhuriyet Gazetesi davasında mahkemeler, Yargıtay’ın “yapılanlar gazeteciliktir” kararına rağmen “terör” suçlamasında ısrar ediyor. Sözcü Gazetesi davasında mahkeme, yargı reformuna rağmen haberi, eleştiriyi cezalandırmakta inat ediyor. Yargıtay’ın hakkındaki ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını bozması üzerine 10 yıl 6 ay hapis kararı ile tahliye edilen Ahmet Altan, bir haftalık özgürlüğünden sonra yeniden tutuklanıyor, 1138 günlük hapisliği yetmemiş gibi ikinci tutukluluğu iki aya yaklaştı. Türkiye’deki mahkemeler uluslararası hukuk kararlarına karşı da adaletsizlikte direniyor. HDP Eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın 38 aydır devam eden tutukluluğu 14 aydır AİHM’in “derhal serbest bırakılması” kararına karşı devam ediyor. Sivil toplum kurucusu Osman Kavala’nın 26 aydır devam eden tutukluluğunda 1 aydır AİHM kararına rağmen inat ediliyor. Mahkemeler adalete, özgürlüğe direniyor” ifadelerini kullandı.
Utku Çakırözer
Çakırözer’in raporundaki başlıklar şöyle:
172 gazeteci mahkemelerdeydi
2019 yılında Türkiye’de en az 172 gazeteci mahkemelerde haberlerini, yazılarını, yorumlarını çok çeşitli suçlamalar karşısında savunmak zorunda kaldı. En az 60 gazeteci haberleri, yazıları, eleştirileri gerekçe gösterilerek sokak ortasında ya da gece yarısı ev baskınları ile gözaltına alındı.
Reform işe yaramadı
Sözcü Gazetesi davası, Cumhuriyet Gazetesi davası; Özgür Gündem Gazetesi’nin 64 yaşındaki genel yayın yönetmeni Hüseyin Aykol hakkında 63 dava olması; “ekonomik kriz var” haberlerine, yorumlarına imza atan gazetecilerin yargılanması; savcıların bile iddianamelerinde delil bulamadığını itiraf ettiği “FETÖ” suçlamasının mahkemelerce kabul edilmesi yargıda yapılan reformun haber ve eleştiriyi suç olmaktan çıkarmadığını gösterdi. Yargıda reform en azından 2019 yılında işe yaramadı.
Yarım milyona yakın para cezası
Gazeteciler milyonlarca liralık tazminat talepleri karşısında savunma yapmak zorunda bırakılırken; 2019 yılı boyunca en az 10 gazeteciye en az 422 bin 486 TL para cezası kesildi.
Fişlemeler, bombalama tehditleri
Bakanlar Kurulu kararı ile kamu yararına statüsüne kavuştuğu için vergi yükümlülüğünden muaf tutulan SETA Vakfı’nın Türkiye’de yayın yapan yabancı basın kuruluşlarının 150 Türkiye muhabirini fişlediği rapor, 2019 yılı basın özgürlüğü tartışmalarına damga vurdu. Ankara’da üniversite öğrencisi Şule Çetin cinsel saldırıya uğradıktan sonra öldürülmesine ilişkin davada sanıkların 13 gazeteciyi hedef gösterdiği raporu gazetecilerin ne kadar kolay hedef gösterilebildiğini ortaya koydu. 2019 yılı Akit TV’de Cumhuriyet Gazetesi için “Hep birlikte gidelim Cumhuriyet Gazetesi önüne bir el bombası atalım” denilmesi ile son buldu.
34 gazeteciye sokak ortasında infaz
Yargının; haberin, eleştirinin suç olduğu yönündeki tutumu, gazetecilerin cezalandırılması pratiğini de doğurdu. En az 34 gazeteci sokak ortasında öldüresiye saldırıya uğradı. Sorumluları cezalandırılmadı, cezasızlık politikası yeni saldırıların kapısını araladı.
Basın özgürlüğüne ‘turkuvaz’ baskı
Basın kartı önce gazetecilerin mesleklerini yapabilmeleri için mecburiyet haline getirildi, 2019 yılında da basın özgürlüğüne yönelik baskının aracı haline geldi. Onlarca yılın “sarı basın kartına” 2019 yılında ‘turkuvaz’ renk hakim oldu. Turkuvaz Medya Grubu ile Anadolu Ajansı ile TRT’nin temsilcilerinden oluşturuldu. Ve sonuçta 685 basın kartı iptal edildi. Yeni basın kartı için başvuran onlarca gazeteci bekletilerek kartsız bırakıldı. Başvuruları bekletilen yabancı gazeteciler ise ülkeyi terk etmek riski ile karşı karşıya bırakıldı.
İnternet yasakları tavan yaptı
2019 yılında 36 bin 216 internet sitesine erişim engellendi. Türkiye, Twitter’a gönderdiği resmi hesap ya da içerik kaldırma taleplerinde dünya birincisi oldu.
TV’lerin tek adamı RTÜK
2019 yılında RTÜK, 12 televizyon kanalına ve 1 radyo istasyonuna toplamda 3 milyon 854 bin 476 TL idari para cezası kesti. Bu cezanın 1.3 milyon TL’den fazlasının Fox TV’ye kesildi. Netflix, Blu TV gibi dijital yayın platformlarının yanısıra internet üzerinden yapılan görüntülü ve sesli haber yayınlarının da RTÜK denetimine tabi olması sağlandı.
En az 250 gazeteci işten çıkarıldı, istifaya zorlandı
2019 yılında en az 250 gazeteci işten çıkarıldı veya istifaya zorlandı. Bu gazetecilerin pek çoğu Doğan Medya Grubu’nu satın alan Demirören Medya Grubu’ndandı. Günlük yayın yapan gazeteler haftalık yayın yapmaya veya haftanın bir günü yayınlanmamaya karar verdi. 1 ulusal gazete sadece İstanbul’da dağıtılmaya başlandı. 25 yıllık yerel özel televizyon Olay TV yayın hayatına son verdi. 2019 yılı, basının ne kadar büyük bir ekonomik ve siyasi boyunduruk altında bırakıldığının göstergesi oldu. Star Gazetesi kapanmak zorunda kaldı, Güneş Gazetesi ise Akşam Gazetesi’nin eki haline geldi.
Yeni cezalandırma aracı resmi ilanlar
Gazetelerin ayakta kalabilmesi için muhtaç oldukları resmi ilanlar, iktidarın yeni baskı ve cezalandırma aracı haline geldi. Birgün, Evrensel, Cumhuriyet ve Yeni Asya gazetelerinin resmi ilan yayınlama hakları Basın İlan Kurumu’nun kararı ile kesintiye uğratıldı. Bunun için “Bazı haberlerde yayın kaynağının kullanılmaması”, “atılan başlıkların basın ahlak ilkelerine aykırı olması” gibi gerekçeler öne sürüldü. Resmi ilan yayınlama hakkını kullanmak için koşulan “vergi borcunun olmaması şartının” sağlanması için verilen süre daha önce olduğu gibi uzatılmadı.
Kamu yayıncılığı tarafsızlığı terk etti
2019 kamu yayıncılığının en önemli etik ilkesi olan tarafsızlığın aşındığı yıl oldu. Anadolu Ajansı ve TRT’nin 31 Mart yerel seçimleri ve 23 Haziran yenilenen İstanbul seçimlerindeki yayın politikası tarafsızlık tartışmasını gündemden düşürmedi. Sözcü Gazetesi’ni yönelik yargılamaya ilişkin İngilizce haberinde olmayan tanıklar ve ifadelerine yer verilmesi gazete ile ajans yönetimi arasında polemiğe neden olurken; ajans önce kesinleşmemiş mahkeme kararın üzerinden gazeteyi “FETÖ ile irtibatlı…” ilan etti. Ardından da Sözcü Gazetesi ile olan abonelik sözleşmesini tek taraflı olarak feshetti. TRT ise ülkenin ikinci büyük partisi Cumhuriyet Halk Partisi üzerinde “CHP neden Türkiye’nin başarılı olmasını istemiyor” tek taraflı yorumu algı operasyonu yürüttü. Kamu yayıncılarının taraflı yayın politikalarına yönelik suç duyuruları ise karşılık bulmadı.
Yargı adalete direniyor
2019 yılında mahkemeler; hem haber ve eleştirinin suçlanamayacağı yönündeki yargı reformuna hem de yüksek yargının adil ve özgürlükçü kararlarına karşı direncin merkezi oldu. Wikipedia yasağının ifade özgürlüğünün ihlali olduğu yönündeki Anayasa Mahkemesi kararına karşı mahkeme erişim engelini iki haftadır kaldırmıyor. Cumhuriyet Gazetesi davasında mahkemeler, Yargıtay’ın “yapılanlar gazeteciliktir” kararına rağmen haberleri, köşe yazılarını, eleştirileri “terörle” suçlamakta ısrar ediyor. Sözcü Gazetesi davasında mahkeme, yargı reformuna rağmen haberi, eleştiriyi cezalandırmakta ısrar ediyor. Yargıtay’ın hakkındaki ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını bozması ile 10 yıl 6 ay hapis cezası ile tahliye edilen Ahmet Altan, bir haftalık özgürlüğünden sonra yeniden tutuklanıyor 1138 günlük hapisliği yetmemiş gibi iki aydır ikici kez tutuklu. Türkiye’deki mahkemeler uluslararası hukuk kararlarına karşı da adaletsizlikte direniyor. HDP Eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın 38 aydır devam eden tutukluluğu 14 aydır AİHM’in derhal serbest bırakılması kararına karşı devam ediyor. Aynı şekilde sivil toplum kurucusu Osman Kavala’nın 26 aydır devam eden tutukluluğunda 1 aydır AİHM kararına rağmen inat ediliyor.
Kaynak: t24