7 Şubat 2012’de MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve bazı MİT görevlilerinin şüpheli sıfatıyla ifadelerinin alınması için savcılığa davet edilmesi üzerine kriz yaşanmıştı. ‘7 Şubat MİT krizi’ adıyla tarihe geçen olayla ilgili geçtiğimiz günlerde 24 kişi hakkında gözaltı kararı çıktı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu’nun ‘MİT’e kumpas’ iddiaları hakkında gözaltı kararı verdiği isimler arasında tutuklu eski emniyet müdürleri Yurt Atayün, Ali Fuat Yılmazer, Serdar Bayraktutan, Oğuzhan Ceylan, Erol Demirhan ile eski savcılar Sadrettin Sarıkaya, Bilal Bayraktar ve gazeteci Mustafa Gökkılıç da bulunuyordu. Yaklaşık bir haftadır sorgulanan isimlerden kapatılan Radikal Gazetesi muhabiri Mustafa Gökkılıç ve 5 polis İstanbul Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklandı. Diğer zanlıların sorgu işlemlerinin devam ettiği belirtildi. Şüphelilerden 5’inin firari olduğu, 10’unun ise tutuklu bulunduğu belirlendi.
MİT’E ÇALIŞTIĞI DEŞİFRE OLAN GAZETECİ MUSTAFA Ö. ŞİKAYETÇİ
MİT’e bilgi sağlamak için PKK kamplarına giden ve Murat Karayılan başta olmak üzere birçok yöneticiyle görüşen eski AFP muhabiri Mustafa Ö.’nün de şikayetçiler arasında olduğu öğrenildi. Gözaltına alındığında MİT’e çalıştığını itiraf eden ve serbest bırakılan Mustafa Ö.’nün yapılan haberler nedeniyle deşifre olduğu ve güvenlik endişesi taşıdığı için şikayetçi olduğu iddia edildi. Mustafa Ö., sorgusunda PKK’ya yakınlığıyla bilinen haber ajanslarına giderek tüm yazışmaların ele geçirilmesini sağlayan yazılımı bir usb cihazı aracılığıyla bilgisayarlara yüklediğini de anlatmıştı.
7 ŞUBAT 2012’DE HAKAN FİDAN İFADEYE ÇAĞRILMIŞTI
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının Terör ve Örgütlü Suçlarla Yetkili Bürosu, 7 Şubat 2012’de MİT Müsteşarı ve bazı MİT görevlilerini ifadeye çağırmıştı. Şu an Silivri Cezaevinde tutuklu bulunan eski Cumhuriyet Savcısı Sadrettin Sarıkaya’nın yürüttüğü soruşturmada, MİT görevlileri, AKP hükümetinin karşısında PKK’nın elini güçlendirecek adımlar atmakla suçlanıyordu. İmralı Cezaevi ziyaretleri sırasında, Abdullah Öcalan’ın kanlı eylem planlarının bizzat MİT yöneticileri tarafından Kandil’e ulaştırıldığı da iddialar arasındaydı.