Cezaevinde bulunan gazetecilerin, İnfaz Yasası’nın kapsamına bilerek ve isteyerek alınmadığını ifade eden TGC, buna rağmen serbest bırakılmalarının önünde hiçbir yasal engel olmadığını belirterek “Gazeteci meslektaşlarımız hakkında kanunda belirtilen en üst sınırdan ceza verilse dahi denetimli serbestlik süresi üç yıla çıkarıldığı için şu anda cezaevinde tutuklu bulunan altı gazeteci Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Hülya Kılınç, Murat Ağırel, Ferhat Çelik, Aydın Keser kapalı cezaevine girmeyeceklerdir” dedi.
Cemiyet’in açıklamasında şu ifadeler kullanıldı:
“Bu inadın nedenini anlayamıyoruz. İnfaz paketiyle hapishanelerden binlerce adli mahkum tahliye edildi. Uyuşturucu ticareti, dolandırıcılık, hırsızlık yapanları kapsamına alan bir düzenleme söz konusudur. Halkın haber alma, gerçekleri öğrenme ve bilgilenme hakkı için görev yapan gazetecilerin infaz paketinde yer almamasını kabul etmiyoruz.
“DÜŞÜNCEDEN, HABERDEN KORKMAYIN”
Gece yarısı özel olarak yapılan düzenlemelerle gazetecileri hapisten çıkarmama çabalarınızı gördük! Tarihe not düştük.
Düşünceden, eleştiriden, haberden, yorumdan korkmayın. Ancak bunların yasaklanmasını talep edenlerden korkun.
Tekrar hatırlatıyor ve uyarıyoruz; Türkiye artık bir gerçekle yüzleşmek zorundadır. Terörle Mücadele Kanunu’ndaki Terör tanımı, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten bugüne kadar ülkemize her hangi bir şekilde barış ve huzur getirmemiştir. Terör önlenememiş ve Kanun esasen amacını gerçekleştirememiştir.
“YASADAKİ TERÖR SUÇLARININ TANIMI DEĞİŞTİRİLMELİ”
Bu nedenle öncelikle Terörle Mücadele Kanunu’ndaki Terör suçlarının tanımı değiştirilmelidir.
Terör Suçları, Gazetecilikle, Basın ve Düşünceyi Açıklama Özgürlüğü ile yan yana getirilmemelidir. Gazetecileri yapılacağı söylenen düzenleme kapsamı dışında bıraktınız. Buna açıkça yüksek sesle itiraz ediyoruz: ‘İnfazda eşitliği sağlayın, gazetecileri derhal tahliye edin. Gazetecilik suç değildir.”