CHP İstanbul Milletvekili Avukat Mahmut Tanal, gazetecilerin tutuksuz yargılanmasına dair kanun teklifi verdi. Tanal, “İktidar, cezaevinde gazetecilik faaliyetinden dolayı yatan kimse yok dese de biz biliyoruz ki asıl sebep muhalif birer gazeteci olmaları. Kanun teklifim yasalaşmalı ve gazeteci tutuklanma korkusuyla haber yapmamalıdır” dedi.
Türkiye Gazeteciler Sendikası verilerine göre 143 gazetecinin cezaevinde. Gazeteciler üzerinde tutuklanma tehdidi ile otokontrol yaratıldığını ifade eden Tanal, gazetecilerin mesleki faaliyetlerinden kaynaklı davalarda tutuksuz yargılanması için Meclise kanun teklifi sundu. 5187 sayılı Basın Kanunu ile 5271 Sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nda değişiklik teklif eden Tanal, teklifin Meclisten geçmesi halinde Türkiye’deki yara almış basın özgürlüğüne de can suyu olacağını kaydetti.
DEVLET BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN TEDBİR ALMALI
Tanal, sözlerine şöyle devam etti:
“Neden tutuklandığını bilmeyen, iddianamesi hazırlanmayan, terörle ilgisi dahi olmadığı halde zoraki iltisaklı algısı yaratılan Türkiye’de birçok gazeteci var. Basın mensupları ile yaptığım sohbetlerde, neredeyse artık klişeleşmiş bir sözü sıkça duyar oldum. İçeridekiler mi daha özgür biz mi belli değil. Bu algının kırılması için, gazetecilerin mesleki faaliyetlerinden dolayı tutuklanmaması gerekir. Basın hürriyetinin sağlanması için her türlü tedbir alma görevi devlete verilmiştir. Basın mensuplarının haber yapma hürriyetleri ve vatandaşın bilgiye erişim hakkının tesisi için basın yayın hakkı özel korumaya alınmalıdır. Bunun için kullanılacak en temel yöntem ise, haber yapan kişilerin haber yapabilmesi için uygun koşulların sağlanmasıdır.”
Devletin özgür basın için her türlü tedbiri alması gerektiğini belirten Tanal şunları söyledi:
“Basın mensuplarının meslekleri dolayısıyla tutuklu yargılanması ise devletlerin demokratik olma ya da demokratik olmama noktasında aldıkları bir tavırdır. Basın mensuplarının mesleki faaliyetleri dolayısıyla tutuklanması olgusu, devlet gücünün devlet otoritelerince hovarda kullanımından başka bir tutum değildir. Basın mensuplarına mesleki faaliyetleri dolayısıyla yapılan yargılama süresince getirilecek olan tutuksuz yargılama, hukuki dokunulmazlık demek değildir. Basın mensubu kişilerin mesleki faaliyetleri sırasında nefret söylemi, hakaret, yalan haber, devlet sırlarını ifşa, casusluk gibi eylemler haber içeriğinde olan olaylar ise, yargılama sonucunda kişiler hüküm alabilecektir.”
Basın üzerindeki baskılara değinen Tanal, “Basın özgürlüğüne “terör örgünü mensubu olmak, devletin sırlarını ifşa etmek” gibi uydurma gerekçelerle müdahale edilmeye başlanılmıştır. Alınan kelimeler adeta yapılan müdahalelere birer kılıf olmuştur. Basın özgürlüğü, siyasilerin ve devlet otoritesini kullanan kişilerin tutumlarına göre şekillenir hale getirilmiştir. Basın mensuplarının tutuklu yargılanması kavramı sansür ile eşdeğerdir” diye konuştu.
NE TEKLİF ETTİ?
Mahmut Tanal, 5187 Sayılı Basın Kanunu ile 5271 Sayılı Ceza Muhakemeleri Kanununda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifinde, 3. Maddeden sonra yapılmasını istediği teklif şöyle: “Söz konusu sınırlama habere ilişkin tedbir niteliğindedir. Mahkemelerin vermiş olduğu tedbir kararlarından başka bir sınırlama getirilemez. Alınacak tedbirler kapsamında haberi yapan basın mensubu kişi tutuklanamaz.”