KHK ile kapatılan Zaman gazetesinin 11 yazar ve editörünün “darbe” ve “örgüt üyeliği” suçlamalarıyla yargılandığı dava başladı.
Duruşmada ilk olarak Mümtaz’er Türköne esas hakkında savunması için söz aldı.
Türköne savunmasında, savcının yaptığı hatalara dikkat çekti. Duruşma savcısı hakkında suç duyurusunda bulundu. Türköne, “Savcının esas hakkındaki mütalaası çok sayıda kanunu ihlal etmektedir. Savcının bu dosyadan el çektirilmesi ve hakkında soruşturma açılmasını talep ediyorum. Savcının mütalaaya iddianamede olmayan, mahkemeye sunulmamış belgeleri katması CMK’ya aykırıdır. “Mutfakta biri mi var” kuşkusu yaratmıştır.” Dedi.
TALEBİ REDDEDİLDİ
Mahkeme, Türköne’nin usül ile ilgili itirazının reddine karar verdi. Mahkeme başkanı, “mahkememiz mütalaa ile bağlı değildir” diyerek savcının el çektirilmesi ve diğer usule ilişkin taleplerini reddetti.
GÜLEN’DEN TALİMAT ALMADIM
Türköne, savunmasında davaya konu olan yazılarından bölümler okudu. “İktidarın yargılanacağını söylemek suç mu?” sorusunu yöneltti. “Yazılarımdan dolayı herhangi bir pişmanlık duymuyorum. Bunlar demokrasinin vazgeçilmezleri.” Diyen Türköne, savcının “Fethullah Gülen’den talimat aldı” iddiasıyla ilgili olarak; “Başkasının aklıyla yazdığının söylenmesi bir yazar için en büyük hakaret. Ben kimseden talimat alarak yazı yazmam. Yazarlık hayatım boyunca bırakın talimatı, telkin bile almadım. Özgürlüğüme düşkünüm. Savcı talimat aldığıma dair bir iddiada bulunuyorsa, bunu delillendirmesi gerekir.” Cevabını verdi.
İŞTE TÜRKÖNE’NİN SAVUNMASI
P24’ün mahkeme salonundan aktardığı bilgilere göre; Türköne, savunmasında şunları söyledi:
İddianamede 10, mütalaada 23 yazı var. Teslim edilen CD’lerde yazıların bir kısmı savcının mütalaasından sonra toplanmış.
Mahkeme ara kararında 30-40 yazı talep ediyor ama bin kadar yazı toplanıyor.
Mahkemenin talep etmediği makaleler var. Makale diyorum zira biz sadece makalelerden yargılanıyoruz.
Savcı bey bu 1000 kadar makaleyi tarayıp alıntılar yaparak mütalaasını hazırlamış.
Hakimler ve Savcılar Kurulu’na duruşma savcısı Cem Üstündağ hakkında suç duyurusunda bulunmak istiyorum.
Savcının esas hakkındaki mütalaası çok sayıda kanunu ihlal etmektedir.
Savcının bu dosyadan el çektirilmesi ve hakkında soruşturma açılmasını talep ediyorum.
“MUTFAKTA BİRİ Mİ VAR” KUŞKUSU
Savcının mütalaaya iddianamede olmayan, mahkemeye sunulmamış belgeleri katması CMK’ya aykırıdır. “Mutfakta biri mi var” kuşkusu yaratmıştır.
Bu uygulama, Şahin Alpay hakkındaki AYM ve AİHM kararlarının benzerinin diğer sanıklar için de çıkabileceği ve tahliye sonucunu vereceği endişesiyle yapılmış izlenimi veriyor.
Mehmet Altan’ın durumundaki gibi hüküm tesis edildiği için AYM ve AİHM kararının gerektirdiği tahliyenin uygulanamamasının bizler için de geçerli olması istenmiştir.
ADİL YARGILAMA HAKKI İHLAL EDİLİYOR
Savcının hüküm verme konusundaki aceleciliği adil yargılama hakkı ihlali kuşkusu uyandırmaktadır.
AYM ve AİHM’in gazete yazılarının suç delili olarak yer aldığı durumlarda yazıların tam metninin verilmesi kararı burada da uygulanmalı. Duruşma savcısı ise yazılardan kısa alıntılarla yetinmiş ya da sadece yazı tarihlerini vermiştir.
Şahin Alpay’ın AYM ve AİHM kararlarında yer alan beş köşe yazısı tarihleriyle mütalaada yer almaktadır.
Duruşma savcısı suç unsuru olmayan delilleri tekrar kullanarak Anayasa’ya meydan okumuştur.
AYM “gazete makalelerinden tutuklama yapılamaz” derken savcı makalelerden hüküm istemektedir. Mütalaa ihlalin kasten devam ettirildiğini göstermektedir.
Artık her yerde referans gösterilecek AİHM’in Şahin Alpay kararı bu anlamda bir delil teşkil etmektedir.
İKTİDARIN YARGILANACAĞINI SÖYLEMEK SUÇ MU?
“Ey millet, ayaklanın, elinizdeki silahla iktidarı devirin” demek dışında, bir iktidarın yargılanacağını söylemek suç mu?
Carl Schmitt’in “siyasal ilahiyat” tezine karşı hukukun üstünlüğünün olağanüstü hâlde de korunmasından yana yazılar yazdım.
Otokrasi kelimesini ben icat etmişim. Yurtta Sulh Konseyi de bu kavramı kullanmış. Oradan arada bağ kurulmak isteniyor. Otomobilin ‘oto’su, demokrasinin ‘krasi’sinden oluşan bu kelime de demokrasi gibi, oligarşi gibi Yunanca kökenlidir. “Otokrasi” Hesiodos, Herakleitos tarafından kullanılmıştır. İktidar sahibi uyacağı kuralı kendi belirlerse bu otokrasidir.
YAZILARIMDAN DOLAYI PİŞMANLIK DUYMUYORUM
Suç unsuru olarak iddianameye konulan yazılarımın tamamı benim lehime delil olarak kullanılabilir. Bu yazılardan dolayı herhangi bir pişmanlık duymuyorum. Bunlar demokrasinin vazgeçilmezleri.
GÜLEN’DEN TALİMAT ALDIĞIMI SAVCI İSPATLASIN
Savcının yazılarını Gülen’in talimatıyla yazdığına dair iddiaları yanıtlıyor: Başkasının aklıyla yazdığının söylenmesi bir yazar için en büyük hakaret. Ben kimseden talimat alarak yazı yazmam. Yazarlık hayatım boyunca bırakın talimatı, telkin bile almadım. Özgürlüğüme düşkünüm. Savcı talimat aldığıma dair bir iddiada bulunuyorsa, bunu delillendirmesi gerekir. Aksi hukuk pratiğine aykırı.
CEBİR VE ŞİDDETİ İSPATLAMAK MÜMKÜN DEĞİL
Sadece gazetelere dayandırarak cebir ve şiddeti ispatlamak mümkün değil. Ancak birisinin kafasına vurmak suretiyle gazete şiddet eylemi olarak kullanılabilir. (Kaynak: P24)