Zaman davasının ikinci gününde “darbe” ve “terör örgütü üyeliği” suçlamalarıyla ağırlaştırılmış müebbet ve 15 yıla kadar hapis cezası istenen gazetenin Ankara Temsilcisi Mustafa Ünal savunma yaptı. Twitter üzerinden ayet paylaştığı için suçlandığını belirten Ünal, “Bir ayetin yargılanması bu davanın özetidir. Ayeti yargılamak AKP’ye düştü. Bana bir gün ceza verirseniz, Allah’ın ayetini mahkum edersiniz.” Dedi. Savunmasında Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan’a ve AKP’li bakanlara da seslenen Ünal, “Ey Recep Tayyip Erdoğan, sayın Cumhurbaşkanım, zatialinizi Pınarhisar’da ziyaret eden, cüzzamlı muamelesi görürken size ilgi gösteren ben, devr-i iktidarınızda terörist ve darbeci olarak yargılanıyorum, haberiniz var mı? Ey Numan Kurtulmuş, devr-i iktidarınızda Ali Bulaç terörist olarak yargılanıyor, haberiniz var mı? Ey Nabi Avcı, devr-i iktidarınızda Şahin Alpay terörist olarak yargılanıyor, haberiniz var mı?” sorusunu yöneltti.
ESKİ DOSTLARA SİTEM
Ünal savunmasında “Ankara’nın yollarında beraber ıslandığım insanlar bugün lâl kesildiler ve şeytanlar kulübünün üyesi oldular.” diyerek gazeteci arkadaşlarına sitem etti. “Bu davanın üzerinde bir el var. Ben Ankara gazetecisiyim, bu eli görüyorum. Mahkeme neden birden hızlandı?” şeklinde konuştu.
DURUMUM BERAT ALBAYRAK’TAN FARKSIZ
“Zaman gazetesi hakkında hiçbir yargı kararı yoktur. “Zaman’da çalıştı, TV programlarına katıldı” gibi cümlelerle yargılama yapılamaz. Durumum Fatih Koleji mezunu Enerji Bakanı Berat Albayrak’tan farksızdır. O okulunda okudu, ben gazetelerinde çalıştım. Ona suç olmayan bana olamaz.” diyen Ünal, Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan’ın davetiyle katıldığı gezilerin listesini mahkemeye sundu: “Sn. Erdoğan ve Sn. Gül’ün bir teröristi heyet listesine almasını düşünmüyorsunuz herhalde.” sorusunu yöneltti.
Ünal’ın savunmasından öne çıkan bölümler şöyle;
Ayı yavrusunu yemek isterse çamura bularmış. Bana karşı kara propaganda yaptılar.
AKP iktidarında böyle bir tablonun yaşanmayacağını sanıyordum, yanıldım. Bu tablo özgürlük türküleriyle iktidara gelen AKP’nin yüz karasıdır.
Ey Recep Tayyip Erdoğan, sayın Cumhurbaşkanım, zatialinizi Pınarhisar’da ziyaret eden, cüzzamlı muamelesi görürken size ilgi gösteren ben, devr-i iktidarınızda terörist ve darbeci olarak yargılanıyorum, haberiniz var mı?
Ey Numan Kurtulmuş, devr-i iktidarınızda Ali Bulaç terörist olarak yargılanıyor, haberiniz var mı?
Ey Nabi Avcı, devr-i iktidarınızda Şahin Alpay terörist olarak yargılanıyor, haberiniz var mı?
Bize bunu yaşatanlar tarihin ve Allah’ın gazabından kurtulamayacaklar.
BANA CEZA VERİRSENİZ ALLAH’IN AYETİNİ MAHKUM EDERSİNİZ
Savcı mütalaasında Twitter’dan paylaştığım bir ayeti suç delili olarak saydı. Suçum katmerli, bu suçu her cuma işledim.
Bir ayetin yargılanması bu davanın özetidir. Ayeti yargılamak AKP’ye düştü.
Bana bir gün ceza verirseniz, Allah’ın ayetini mahkum edersiniz.
Orta Çağ Engisizyon mahkemelerinden fırlamış aktörler gibiyiz. Bugün darbe dönemlerinden daha ağır bir tablo ile karşı karşıyayız.
BERABER ISLANDIĞIM İNSANLAR ŞEYTANLAR KULÜBÜNE ÜYE OLDU
Ankara’nın yollarında beraber ıslandığım insanlar bugün lâl kesildiler ve şeytanlar kulübünün üyesi oldular.
Tahliye taleplerimi okuduğunuzu ve dosyaya baktığınıza inanmıyorum. Adil yargılandığımı düşünmüyorum. Yargıya güveni yok ettiniz.
BU DAVADA HİÇ BİR GAZETECİ TAHLİYE EDİLMEDİ
Bu davada hiç gazeteci tahliye edilmedi. 74 yaşındaki Şahin Alpay’ı bile 2 AYM kararının ardından zorla serbest bıraktınız, onda da ev hapsine mahkûm ettiniz. Gazetecilerden bu korku nedir?
AYM’nim iki ve AİHM’in bir kararı davayı yerle yeksan etti. Bu dava öldü.
BU DAVANIN ÜZERİNDE BİR EL VAR
Bu davanın üzerinde bir el var. Ben Ankara gazetecisiyim, bu eli görüyorum. Mahkeme neden birden hızlandı?
Daha delilleri tartışmadan mütalaa önümüze kondu. Gazetelerden bu davaların Haziran’a kadar bitmesinin istendiğini okuduk.
Mütalaa 2.5 sayfaya sığdırılmış delilimsi kanaatlarla müebbet talep ediyor. Dağınık, savruk, gayriciddi ve aynı zamanda pervasız bir mütalaa.
SAVCININ AKP’Yİ KOLLAMA GÖREVİ Mİ VAR
AKP’yi eleştirdiği bir tweete ilişkin konuştu: AKP eleştiriden rahatsız değildi, savcı neden rahatsız oldu? AKP’yi kollama görevi mi var?
15 Temmuz’a karşı çıkan gazetecilerin yargılanması 15 Temmuz’u sulandırmaktan başka bir işe yaramaz.
ZAMANPEREST DEĞİLİM
Zaman gazetesinde yazdım ama yayın politikalarını kayıtsız şartsız destekleyen bir Zamanperest değilim.
26 yıl emek verdiğim Zaman Gazetesi yasal ve meşru bir yayın organıydı. Devlet tarafından denetlenen bir gazeteydi.
CUMHURBAŞKANI’NA ANAYASAYI HATIRLATMAM NEDEN SUÇ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a anayasayı hatırlatmam takdir edileceği yere anayasayı ihlal suçu sayılıyor.
28 Aralık 2014’te “devletin hukuk vasfıyla birlikte merhametini de kaybettiğini” yazmışım. Savcı bunu anayasayı ihlal suçunun delili olarak mütalaasına almış.
SAVCI AKP’YE YARANMAYA MI ÇALIŞIYOR?
Meclis’te bütçe tartışmalarıyla ilgili yazımın ihlal suçu sayılacağını asla düşünemezdim. Savcı AKP’ye yaranmaya mı çalışıyor?
Suç delili sayılan 4 yıllık yasama dönemine dair eleştirisi ile ilgişi konuşuyor: AKP’ye bazı hatırlatmalar yaptım. Savcı, AKP’den farklı düşünmeyi suç mu sayıyor?
“28 Şubat’ta bile bunları yaşamadık” başlıklı yazısıyla ilgili konuşuyor: Bunu söyleyen Hayrünnisa Gül Hanım. Bu bir isyan cümlesi.
Bana gelen CD’lerde benim yazı metinlerim yok. 22 aydır bu yazı başlıklarıyla tutukladınız. “Nereye?” yazı başlığında suç nerede? Ey hukuk neredesin?
SAVCI YALAN SÖYLER Mİ?
Savcı yalan söyler mi? İddiasını bir delile dayandırmak zorunda değil mi? Ben söyledim oldu diyebilir mi? 10 gün önce HSK’ya şikayet dilekçesi gönderdim. Şikayetçi oldum savcıdan. Olmayan yazılar üzerine sadece başlıklara bakarak ağır iddiada bulunduğu ve bir ayeti suç delili olarak mütalaaya yazdığı için.
ÖRGÜT ÜYELİĞİNİN KRİTERLERİ VAR
Yargıtay’a göre örgüt üyeliğinin belli kriterleri var. Kod isim, organik bağ, kast gibi. Ayrıca AYM’nin haber ve yazı terör suçunun delili olamaz kararı var. AİHM kararları var. Savcı bu kriterlerin hiçbirini dikkate almamış. Yazı ve tweetlerin üzerine suç bindirmeye kalkmış. Acaba savcı kendisini Türk hukuk sisteminin içinde görmüyor mu?
İddianamede ve mütalaada bu örgüte varsa ne zaman katılma talebinde bulunduğum, örgüt lider ve yöneticilerinin beni ne zaman kabul ettiği, kimden ne zaman talimat aldığıma dair hiçbir somut delil, iddia ve veriye yer verilmemiştir.
Benim yazılarımı yazdığım tarihlerde, üyesi olmakla itham edildiğim FETÖ-PDY adı verilen bir örgütün varlığından devletin hiçbir belgesinde söz edilmemiştir.
DURUMUM BERAT ALBAYRAK’TAN FARKSIZ
Zaman gazetesiyle ilgili de hiçbir örgüt bağlantısı dile getirilmemiştir. Zaman gazetesi hakkında hiçbir yargı kararı yoktur. “Zaman’da çalıştı, TV programlarına katıldı” gibi cümlelerle yargılama yapılamaz. Durumum Fatih Koleji mezunu Enerji Bakanı Berat Albayrak’tan farksızdır. O okulunda okudu, ben gazetelerinde çalıştım. Ona suç olmayan bana olamaz.
BANA EMİR VERMEK KİMSENİN HADDİ DEĞİL
Benim emir ve talimatla yazı yazdığımın dayanağı nedir? Hangi delil benim emir ve talimatla yazı yazdığım şüphesini sizde uyandırdı? Bana emir ve talimat vermek kimsenin haddi de değil hakkı da. Hakaret ve iftiraları reddediyorum. Lütfen bana çamur atmayın.
ERDOĞAN VE GÜL TERÖRİSTİ Mİ HEYET LİSTESİNE ALDI?
Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan’ın davetiyle katıldığı gezilerin listesini mahkemeye sundu: “Sn. Erdoğan ve Sn. Gül’ün bir teröristi heyet listesine almasını düşünmüyorsunuz herhalde.”
(Darbe suçunu düzenleyen) 309. madde çok açık; “cebir ve şiddet kullanarak” diye başlıyor. Yazı ile tweet ile cebir ve şiddet suçu işlenebilir mi? İşlenirse nasıl? AYM’nin Şahin Alpay kararı gazeteci ve yazarları, haliyle beni de ilgilendiren bir karardır. Beraatimi ve tahliyemi gerektirir. Anayasa’nın 153. maddesini hatırlatıyorum.
SIFIR DELİL, SIFIR KANITLA HÜKÜM VERİLEMEZ
Anayasa, yasalar, AYM ve AİHM kararlarına göre iddianame ve mütalaada yer alan deliller yok hükmündedir. Sıfır delil, sıfır kanıtla hüküm veremezsiniz. Bu yargılama süreci, bu iddianame ve mütalaa Anayasa ile teminat altına alınan düşünce ve fikir özgürlüğüme, basın ve ifade hürriyetime bir saldırıdır.
ZAMAN’DA YAZDIĞIM İÇİN YARGILANIYORUM
Ben sırf meşru bir yayın organı olan ve adı dini bir grupla irtibatlandırılan Zaman’da yazdığım için hukuksuzca yargılanıyorum. Beni tutuklayarak ve hukuksuz yargılayarak suç işliyorsunuz, sadece hürriyeti tahdit suçu değil, çok daha ağırını, soykırım ve insanlığa karşı suç.
ZİNCİRE VURULMUŞ ASLANA AR OLMAZ
Eğer Türkiye bir hukuk devleti ise, Anayasa hala yürürlükteyse beni beraat ettirmek ve tahliye etmekten başla seçeneğiniz yok.
Benim kulakları tırmalayan, rahatsız edici sözlerim devlete ve Türk yargısına kırgınlığımın ve öfkemin ifadesidir. Zincire vurulmuş arslana ar olmazmış. Ayıplamayınız.
(Kaynak: P24)