Yazdıkları yazılardan ve attıkları twitlerden dolayı “Darbeye teşebbüs” suçundan 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet ve “Silahı terör örgütüne üye olmak” suçundan da 15’er yıla kadar hapis cezası istenen Zaman Gazetesi yazarları ve çalışanları 10-11 Mayıs tarihlerinde karar duruşmalarına çıkacak. Cezaevindeki kapatılan Zaman Gazetesi’nin Ankara Temsilcisi Mustafa Ünal twitter hesabından davayla ilgili paylaşımlardan bulundu. Hakkındaki suçlamalar arasında Cuma günü twetterda paylaştığı Kur’an-ı Kerim ayetinin bulunduğunu söyleyen Ünal, “Adını koyalım… Bu bir hukuk davası değil. Bu davanın soruşturma, kovuşturma ve yargılama aşamasında hukuk yok. Kanun, nizam yok. Vicdan, adalet, insaf yok…” dedi.
İşte o paylaşımlar;
1- Gazeteci Mustafa Ünal ve arkadaşları yarın son kez hakim karşısına çıkıyor. Yarınki duruşma öncesi, Mustafa Ünal’ın hazırladığı savunmanın bazı kısımlarını sizlerle paylaşacağım.
2-Birkaç tweet ve köşe yazısı “kuvvetli suç şüphesi ve müşahhas delil” olarak kabul edilmiş. Bunların karşılığı olarak ise ağırlaştırılmış müebbet ve 15 yıl hapis cezası talep ediliyor.
3- Savcıya göre Mustafa Ünal’ın suç delillerinden ilki 15 Temmuz Cuma günü paylaştığı tweetler. Savcı “Muhakkak ki Allah adaleti emreder, Hayırlı cumalar” mesajını darbe delili saymış! Halbuki bu bir ayet. Nahl suresinin 90. Ayeti. Ne yazık ki bir ayet yargılanıyor”
4- “Bu tweet mesajı benim. Suçumu kabul ediyorum. Bu mesajı bir kez de yazmadım… Yıllar boyu her Cuma tekrarladım. Suçum katmerli yani. Pişman değilim. Hapishaneden çıkar çıkmaz kaldığım yerden bu mesajı atmaya devam edeceğim.”
5- “Ayeti savunmak bana, ayeti ‘suç delili’ olarak yazmak savcıya, ayeti yargılamak siz mahkemeye, buna zemin hazırlamak da AK Parti’ye düştü.”
6- “Bu ayet her Cuma imamlar tarafından hutbede okunur. Eğer bu ayeti paylaşmak suç ise aynı suçu bütün imamlar yıllardır işliyor. Kanunların önünde herkes eşit olduğuna göre, gazetecileri için suç sayılan bir fiil imamlar için de suç olmalı.”
7- “Bugün Türk yargısında etkilerini gördüğümüz bu zihniyetin, bu ayeti okuyan imamlara örgüt üyeliği ve Anayasayı ihlal suçunu işledikleri iddiasıyla toplu operasyon yapılması yakındır.”
8- “Adını koyalım… Bu bir hukuk davası değil. Bu davanın soruşturma, kovuşturma ve yargılama aşamasında hukuk yok. Kanun, nizam yok. Vicdan, adalet, insaf yok…
9- “Bu dava hukuku katleden bir dava… Adaletin canına okuyan bir dava… Yarın Türkiye’ye büyük bedeller ödetecek bir dava… Ülkenin ufkunu karartan… Adliyelerde heykeli bulunan Adalet kraliçesini ağlatan bir dava…”
10- “Burada yargılanan ben değilim.
Düşünce ve fikir hürriyeti yargılanıyor.
Gazetecilik ve ifade özgürlüğü yargılanıyor.
Masumiyet yargılanıyor.
TC’nin ‘Hukuk Devleti’ vasfı ve ‘Anayasa’ yargılanıyor.
Burada aslında AK Parti yargılanıyor.”
11- “Sanık kürsüsünden bulunmaktan şikayetçi değilim.
Suç işlemedim. Utanacak bir şey yapmadım. Başım dik, alnım ak
12- “Ayı yavrusunu yemek isterse çamura bularmış… Beni de çamura bulamak isteyenler çıktı. Kara propagandayı üzerime boca ettiler… Ama benim üzerimde çamur durmaz.”
13- Savunmanın tam metnini mahkeme sonrası paylaşacağız. Vicdanlara ayna tutması dileğiyle…