CHP PM Üyesi Aydın Milletvekili Bülent Tezcan ve TBMM Adalet Komisyonu Üyesi CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, Sincan Kapalı Cezaevinde tutuklu bulunan gazeteci Müyesser Yıldız’ı ziyaret etti. Ziyaret sonrası açıklama yapan vekiller, Müyesser Yıldız’ın tutukluluk ve dava süreciyle ilgili bilgi verdi.
“DURUŞMA KAÇIRILMAK İSTENİYOR”
Yıldız’ın sadece gazetecilik yapığını ve bu nedenle hapse atıldığını söyleyen Tezcan şunları kaydetti: “9 Kasım günü duruşması var. Mahkeme Müyesser Yıldız’ı duruşmaya getirmeden SEGBİS yani internet üzerinden savunmasını alıp duruşma yapmak istiyormuş. Müyesser Hanım haklı olarak buna itiraz ediyor. Duruşmaya çıkmak ve yüz yüze savunma yapmak istiyor. Ceza yargılaması hukukunda yüz yüzelik esastır. Mahkeme de cezaevi de Ankara’da. Buna rağmen duruşma Müyesser Yıldız’dan kaçırılıyor. Bu savunma hakkının ihlalidir.”
“İDDİANAME DEĞİL İFTİRANAME”
Yıldız’ın hayatını didik didik ettiklerini, hiçbir şey bulamadıklarını, MASAK’a bile sorduklarını aktaran Tezcan; “Bankasya’da parası var mı diye araştırmışlar. Bankasya yöneticilerini bir bir yükseltenler, buradan Yıldız’ı suçlama arayışına girmiş. Tabii ki hiçbir şey bulamamışlar. Bulamamaları doğal çünkü Müyesser Yıldız kendi deyimiyle yıllarca ‘Servet değil okur biriktirmiş’. Hiçbir şey bulamayınca hala erişime açık olan iki yazısını iddianameye dayanak yapmışlar. Gerçek sebep tabii ki yazdıkları nedeniyle gözdağı, tehdit, intikam. Müyesser Yıldız buna ‘iddianame değil intikamname’ diyor” dedi.
“5 AYDIR SÜREN HUKUKSUZLUK”
CHP’li Bülbül ise bugün 74 gazeteci ve medya çalışanının cezaevinde olduğunu belirterek; “AKP iktidarı baskı, tehdit, mobbing ve yargı yolu ile gazeteciler susturulmaya çalışılıyor. Doğru ve güncel habere ulaşmak ise bu yüzden ne televizyon ne de gazete aracılığı ile mümkün değil. Müyesser Yıldız, anayasal bir hak olan halkın haber alma hakkını sağlayan özgür bir gazetecidir. Müyesser Yıldız’ın içinde bulunduğu hukuksuz tutukluluk hali neredeyse 5 aydır devam ediyor. Yaşadığı bu ihlaller zinciri 9 Kasım’daki duruşmada artık son bulmalı. Kendisi bu yüzden duruşmaya bizzat katılmak ve ceza hukukumuzun gereklerinden olan ‘yüzyüze yargılama’ ilkesinin yerine getirilmesini istiyor” dedi.
“ANAYASA AYAKLAR ALTINA ALINDI”
Dosyada şu ana kadar Anayasanın ayaklar altına alındığını ifade eden Bülbül şöyle devam etti; “Ne haber alma özgürlüğü ne basın özgürlüğü ne de adil yargılanma hakkı göz önünde bulundurulmuştur. Adil yargılanma hakkının daha fazla ihlal edilmemesi için duruşmaya bizzat katılma talebi değerlendirilmeli, pandemi ya da bir başka neden bahane olarak sunulmamalıdır. SEGBİS yöntemi ile doğru ve sağlıklı bir yargılama yapılamamaktadır. SEGBİS hukukun özüne ve ruhuna uygun değildir. Siyasallaşan yargının gazetecilerin üzerindeki kılıcı Türkiye’nin yargı tarihine, basın özgürlüğü tarihine kara bir leke olarak geçmiştir. Umarız Müyesser Yıldız’ın davası bu süreci tersine döndürür, gazetecilere karşı yürütülen yıldırma politikaları son bulur.”