Özgür Gündem gazetesine Ağustos 2016’da yapılan baskınla gözaltına alınan 22 gazetecinin “Görevi yaptırmamak için direnmek” ve “Hakaret” suçlamalarıyla yargılandığı dava Çağlayan’da bulanan İstanbul Adliyesi 5’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya, yargılanan gazeteciler katılmazken, avukatları ise hazır bulundu.
Duruşmada esas hakkındaki mütalaasını sunan iddia makamı, gazetecilerin gözaltı işlemine engel olmak için “polislere mukavemet ve hakaret ettiği” iddiasıyla cezalandırılmasını istedi.
“GERÇEĞİ GÖRECEKSİNİZ”
İddia makamının mütalaası sonrasında söz alan gazetecilerin Avukatı Özcan Kılıç, söz konusu suçlamaların gerçeği yansıtmadığını, bu nedenle olayın görüntülerinin olduğu CD’nin bilirkişi tarafından incelenmesini talep etti. Olay esnasında gazetecilerin yanında olduğuna işaret eden Kılıç, “O gün ben de olay yerindeydim. Ayrıca gazeteciler gibi ben de darp edildim. Burada tam tersi yönünde bir iddia var. Bu kendi başına gerçeğe ve maddi olarak hukuka aykırılık taşıyor. Siz, yargıç olarak durumu anlatan CD’yi izlerseniz gerçeğin ne olduğunu göreceksiniz” dedi.
Ardından mahkeme, mütalaaya karşı beyanda bulunmaları için avukatlara süre verilmesine karar vererek duruşmayı 23 Kasım’a erteledi.
Ne olmuştu?
İstanbul 8. Sulh Ceza Mahkemesi 16 Ağustos 2016’da Özgür Gündem Gazetesi’ni “örgüt propagandası” suçlamasıyla kapattı. Kararda kapatılmanın “geçici” olduğu belirtilmekle beraber ne kadar süre kapalı kalacağına ifade yer almadı.
Gazetenin kapatılmasından kısa süre sonra Özel Harekat Polisi, gazetenin Beyoğlu’ndaki binasına baskın yaptı. Bazı çalışanları GBT yaparak bırakan polis, 22 kişiyi gözaltına aldı.
Üç gün gözaltında tutulan gazeteciler ve gazete çalışanları hakkında “kamu görevlisine hakaret” ve “kamu görevlisinin görevini yapmasını engellemek” suçlamasıyla iddianame hazırlandı.
Dava 9 Şubat 2018’de başladı. Gazeteciler 7 saat ters kelepçe ile bekletildiklerini, ırkçı küfürlere maruz kaldıklarını, kadın gazetecilerin tecavüzle tehdit edildiklerini anlattı. Avukatlar her duruşmada müvekkillerinin el konulan telefonlarının iade edilmesini talep etti. Bu konuda Beyoğlu Emniyet Müdürlüğü’ne ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ile yapılan yazışmaların sonucunda mahkeme, söz konusu telefonların nerede tutulduğunu tespit edemedi.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı, Bianet