Gazeteci yazarlar Nazlı Ilıcak, Ahmet Turan Alkan, Ahmet ve Mehmet Altan, Ali Bulaç, Mümtazer Türköne, Şahin Alpay, Mustafa Ünal hain darbe teşebbüsünün ardından tutuklandılar.
Öyle fevkalade tehlikeli ortamlarda yaygın tutuklamalar anlayışla karşılanabilir.
Fakat soruşturmalar ilerleyip delil olmadığı görüldüğünde tahliye kararları verilmeliydi, verilmedi.
Bunun üzerine Anayasa Mahkemesi’ne başvurdular.
Anayasa Mahkemesi, başvurudan 1 yıl üç ay sonra, emsal dosya olarak seçtiği Şahin Alpay ve Mehmet Altan’ın tutuklanmasını gerektirir deliller bulunmadığına, tutuklamalarıyla insan haklarının ihlali edildiğine karar verdi.
Karar günü 11 Ocak 2018’dır.
Bir hukuk devletinde Anayasa Mahkemesi kararları herkesi bağlar değil mi?
Fakat mahkemeler AYM’nin bu kararına uymadılar, tutuklulukları devam ettirdiler.
OHAL PSİKOLOJİSİ
Tekrar başvurular üzerine AYM ikinci defa ihlal kararı verdi, 16 Mart 2018’de Şahin Alpay tahliye edildi.
AİHM de 23 Mart’ta yine tutuklamanın insan hakları ihlali olduğuna karar verdi.
Mahkeme buna da uymadı ve Mehmet Altan’ın tahliyesi ancak 27 Haziran’da İstinaf Mahkemesi’nin kararıyla gerçekleşti.
AYM’ye başvuruların üzerinden tam 1 yıl dokuz ay geçtikten sonra!
Ali Bulaç 11 Mayıs’ta tahliye edildi.
AYM de başvurulardan itibaren 1 yıl sekiz ay geçtiği halde diğer gazetecilerin dosyalarını hâlâ ele almadı.
Halbuki bu dosyalar konusunda AYM’nin kendisinin öncelikli ve emsal kararları var.
Ben de bu gazetecilerin durumunu “emsal” olarak ele alıyorum, böyle haksız tutuklamalı ve tutuksuz yargılanması gereken pek çok dosya var.
Seçim bildirisinde OHAL’in devam edeceğini belirtmiş olan iktidar OHAL’i kaldıracak; kaldırmalı tabii.
Artık yargı da OHAL psikolojisinden çıkmalı.
Yazı: Taha Akyol
Yazının tamamı; http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/taha-akyol/adaleti-unutmayalim-40885641