P24 olarak, tutuklu ve hükümlü gazetecilerin cezaevleri koşullarına dair bilgi toplamak ve yaşadıkları hak ihlallerini rapor hâline getirmek amacıyla bir girişim başlattık. Bu kapsamda, hâlen cezaevinde bulunan gazetecilere yönelik 14 soruluk bir anket hazırladık. Böylece gazetecilerin, savunma haklarının kullanımından günlük ihtiyaçlarının temin edilmesine kadar karşılaştıkları ciddi sorunları kamuoyunda dile getirmeyi ve genel anlamda cezaevlerindeki koşullarını iyileşmesine katkı sunabilmeyi hedefliyoruz.
Cezaevinde yaşadıkları sorunları dinlemek için 11 Haziran günü Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 26 aydır tutuklu bulunan Ziya Ataman ile geçtiğimiz Aralık ayında 8 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılan Nedim Türfent’i ziyaret ettik. Tutuklandıkları dönemde KHK ile kapatılan DİHA ajansında çalışan her iki muhabir hem ankette yer alan soruları yanıtladı hem de dava süreçlerini anlattı.
Ziya Ataman
Uzun süre Özgür Gündem gazetesinin dağıtımcılığına yaptıktan sonra DİHA haber ajansında Şırnak ve Van’da muhabir olarak çalışan Ziya Ataman 10 Nisan 2016’da Van’da gözaltına alınmış ve ertesi gün tutuklanmıştı. Ataman’ın yargılandığı davada iddianame ise tutuklandıktan tam 20 ay sonra, Aralık 2017’de hazırlandı. İlk duruşmasına geçtiğimiz Mart ayında çıkan Ataman, ikinci duruşmasında SEGBİS arızası nedeniyle ifade verememesinden dolayı toplam 26 aylık tutukluluğu boyunca sadece birkaç dakika savunma yapabilmiş oldu. Ataman’ın yargılandığı davanın üçüncü duruşması ise 7 Ağustos’ta Şırnak 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
Cezaevi inşaat atıkları temizlettirilmiş
Ataman, üç kişiyle birlikte bir hücrede kaldığını ve toplamda “sekiz adım” uzunluğunda bir avluya çıkabildiklerini anlattı. Ataman, Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne yerleşkenin Kasım 2016’da tamamlanmasının ardından sevk edilmiş. İnşaatın yeni tamamlandığına değinen Ataman, sevk edildikten sonra diğer tutuklu ve hükümlülerle ilk dört gün boyunca cezaevindeki inşaat atıklarının kendilerine temizlettirildiğini söyledi.
Sancılarına rağmen dört ay boyunca revire çıkarılamadı
Ataman, tutuklandıktan sonra çok sayıda sağlık sorunu yaşamış. Özellikle mide ve bağırsaklarında sorunu olduğunu anlatan Ataman, revire çıkmak için dilekçe vermesine rağmen dört ay boyunca revire çıkarılmadığını söyledi. Sancılarından dolayı geceleri uyuyamadığını ve çok büyük zorluklar yaşadığını aktaran Ataman’ın talebi sonunda kabul edilmiş. Muayenenin ardından ise doktor “bağırsaklarının iflas ettiğini” söyleyerek Ataman’ı hastaneye sevk etmiş. Hastanede de bağırsak ve mide hastalıklarının teşhisini konulan Ataman o günden beri düzenli ilaç alıyor.
Sağlık sorunlarına uygun yemek verilmiyor
Mide ve bağırsak sağlığı için Ataman’a diyet uygulanması gerekiyor. Ancak Ataman, kendisine de diğer tutuklu ve hükümlülerle aynı yemeğin verildiğini belirtiyor. Ayrıca cezaevi yemeklerinin kötü olduğunu da söyleyen Ataman kısa bir süre önce bulgur pilavından çıkan taş nedeniyle dişinin kırıldığını anlattı.
Psikolojik baskıya şikâyete disiplin cezası
Ataman, cezaevinde bir grup gardiyanın sürekli olarak psikolojik tacizine maruz kaldıklarını söyledi. Gardiyanların aşağılayıcı tavırlarına ve azarlamalarına tepki gösterdikleri zaman ise haklarında derhal dayanaksız soruşturmalar açıldığını ve disiplin cezası aldıklarını anlatan Ataman, şikâyetlerinden de herhangi bir sonuç alamadıklarını belirtti. Ataman, bazı taleplerin karşılanırken bazı taleplerinin ise aylar boyunca aksayabildiğini söyledi. Örneğin Ataman bir seferinde berbere çıkmak istediğini dilekçe ile idareye iletmesine rağmen ancak 3 ay sonra berbere çıkarılmış.
Tanık ifadesini mahkemede değiştirdi
Ataman, uzun bir süre dağıtımcılık yaptıktan sonra tutuklanmadan yaklaşık 7 ay önce gazeteciliğe başladığını ve çok da hevesli olduğunu anlattı. İlk dönemlerde stajyer muhabir olarak çalışan Ataman, tutuklanmasıyla beraber “hevesinin yarıda kaldığını” söyledi. Ataman, tutuklama gerekçesinin bir tanığın beyanına dayandığını ve söz konusu tanığın ilk duruşmada emniyetteki ifadesini işkence altında verdiğini söylediğine dikkat çekti. Tanığının ifadesini geri çekmesine rağmen hâlâ tutuklu olduğunu söyleyen Ataman, 25 Mayıs’ta görülen ikinci duruşmada ise SEGBİS’te “yoğunluk” olduğu gerekçesiyle mahkeme karşısına çıkamadı.
Savunmasını hazırlarken dosyanın tamamına erişemiyor
Ataman, haftada iki saat bilgisayar ve kütüphaneye erişim hakkından ise yararlanamamış. Dosyaya erişimi ise yalnızca cezaevine gelen iddianame, tensip zaptı ve tutanak tebligatıyla sağlanmış. Bunun sonucunda Ataman, iki yılı aşan tutukluluğunun ardından savunmasını resmî belgelerde yer alan bilgiyle, dosyanın tamamına erişemeden yapmak zorunda bırakılmış. Ataman, davasının 7 Ağustos’ta görülecek duruşması için destek bekliyor.
Nedim Türfent
DİHA haber ajansında Yüksekova muhabiri olarak çalışan Nedim Türfent, 12 Mayıs 2016’da Van’ın girişinde bir kontrolde gözaltına alınmış ve ertesi gün tutuklanmıştı. İlk duruşması 14 Haziran 2017’de görülen Türfent’in davasına mahkemeye çıkarılan 20 sanığın, emniyet ifadeleri sırasında işkence gördüklerini itiraf etmesi damga vurmuştu. Ancak sanıkların tüm işkence beyanlarına rağmen mahkeme 17 Aralık 2017 tarihindeki karar duruşmasında Türfent’e “terör örgütü üyeliği” suçundan 8 yıl 9 ay hapis cezası verilmesine hükmetti.
Tutukluluğu boyunca beş kez cezaevi değiştiren Türfent 26 Nisan 2017’de yeni inşa edilen Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’ne sevk edildi. Türfent, bu cezaevine sevk edildiğinden bu yana geçen 14 aylık süre boyunca tek kişilik hücrede tek başına kalıyor ve sadece bir kişiyle ortak alanı paylaşabiliyor.
“Mektup yazarken otosansür uyguluyorum”
Türfent mektuplaşma hakkına sahip, ancak mektuplar ya çok geç ulaşıyor ya da hiç verilmiyor. Türfent görüşme sırasında Ocak 2018’de gönderilen bir mektubun 10 Haziran’da eline geçmesini örnek verdi. Mektuplarla ilgili uygulamaların katılığını vurgulayan Türfent, “Mektup yazarken otosansür uygulamak durumunda kalıyorum. Cezaeviyle (ya da hükümet ve devletle) ilgili eleştirel ibareler yer alıyorsa mektuba el konuluyor” ifadelerini kullandı. Türfent, benzer şekilde bazı kitap veya günlük yayınların keyfi bir şekilde kendilerine verilmediğini de belirterek, “OHÂL psikolojisinin bulandığı cezaevlerinde eleştirel yazılara ve hakkında bir ‘yasaklama/toplatma’ kararı bulunmayan kitap, dergi, gazetelere ‘Eğitim Kurulu’ marifetiyle el konabiliyor” dedi.
Dört ay boyunca 20 dakika mesafede hastaneye götürülmedi
Türfent, Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne sevk edildiğinde kendisi de dâhil olmak üzere hem başka cezaevlerinden sevk edilenlere hem de ilk kez cezaevine girenlere çıplak arama dayatıldığını belirtti. Türfent ayrıca cezaevinin sağlık uygulamalarında ciddi sorunlar olduğunu da anlattı. Türfent, diş ağrısı sebebiyle ancak onlarca dilekçe verdikten sonra diş ağrısı sebebiyle revire çıkabilmiş. Ancak Türfent özellikle hastaneye sevklerin çok geç yapıldığını söylüyor: Revirdeki muayenesinin ardından hastaneye sevkine karar verilmesine rağmen, Türfent 20 dakikalık uzaklıktaki diş hastanesine götürülmemiş. Türfent’in ifadesine göre cezaevindeki tüm tutuklu ve hükümlüler hastane sevklerinden genel olarak şikâyetçi. Türfent ayrıca sevkler sırasında askerlerin sözlü tacizlerine de maruz kaldıklarını söylüyor.
İlk ziyaret eden milletvekiline hediye
Türfent, tutuklandığı günden bu yana herhangi bir milletvekilinin kendisini ziyaret edip etmediğine ilişkin sorumuzu “Bugüne kadar ziyaret eden olmadı, ilk edene bir hediye vermeyi düşünüyorum. Kapımız açık!” şeklinde yanıtladı. Beş duruşmada hâkim karşısına çıkan ve hüküm alan Türfent tüm dava süreci boyunca, normal koşullarda haftada iki saat bilgisayar ve kütüphaneye erişim haklarından faydalanamamış. Türfent, bu konuyla ilişkin sorumuza “Böyle bir hakkımızın bulunduğunu sayenizde öğrendim. Teşekkür ederim. Savunmalarımı el yapımı sözcüklerle hazırladım. Gazetecilik mesleğini anlattığım için kolay oldu” diye cevap verdi.
Ataman ile aynı ortak alanı kullanma taleplerine ret
Türfent görüşmemizde ayrıca Ziya Ataman ile aynı ortak alana veya odaya geçmek için defalarca dilekçe verdiklerini ancak taleplerinin tamamının keyfi bir şekilde reddedildiğini söyledi. Türfent, cezaevindeki tüm tutuklu ve hükümlülerin faydalanabildiği spor-sohbet etkinliğine katılmak için bir yıl boyunca dilekçe vermiş. Ancak bir yılın sonunda bu hakkını kullanabildiğini söylüyor.
Cezaevindeki 800. günü için çağrı
Türfent’in dosyası henüz istinaf aşamasında, ancak henüz istinaf başvurusunun yapılıp yapılmadığına dair kendisine bir tebligat gelmediğini söylüyor. Türfent, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde de başvurularının yapılıp yapılmadığı konusunda da bir bilgiye sahip değil. Öte yandan, Türfent özgürlüğünden mahrumiyetinin 800. gününün dolacağı 20 Temmuz 2018’de Türkiye’deki ve uluslararası sivil toplum kuruluşlarından dayanışma çağrısında bulunuyor. Türfent cezaevindeki en büyük ihtiyacın dayanışma olduğunu vurguladı. Kendi davasının birçok gazeteci davasına göre daha fazla gündeme geldiğini söyleyen Türfent, buna karşın hâlâ avukatı dahi olmayan gazetecilerin de olduğunu belirterek ve onların da unutulmaması temennisinde bulundu.
Kaynak: p24 http://platform24.org/guncel/3111/ataman-ve-turfent-cezaevindeki-keyf–uygulamalari-anlatti-