İstanbul 13 ACM’de görülen 4’ü tutuklu 11 gazetecinin yargılandığı Zaman davasında karar çıktı. Tüm gazetecilerin “anayasal düzeni devirmeye teşebbüs” suçlamasından beraatine karar verilirken “örgüt üyeliği” suçlamasıyla 6 gazeteciye ceza verildi.
Mümtazer Türköne ve Mustafa Ünal’a “örgüt üyeliği” suçlamasıyla 10,5 yıl hapis cezası verildi.
Şahin Alpay, Ali Bulaç ve Ahmet Turan Alkan ise “silahlı terör örgütünü üye olmak” gerekçesiyle 8 yıl 9 ay hapis cezası aldı.
İbrahim Karayeğen’e ise yine “örgüt üyeliğinden” 9 yıl hapis cezası verildi.
Ahmet Turan Alkan ve İbrahim Karayeğen’in tahliye edilmesine karar verildi.
Mümtazer Türköne ve Mustafa Ünal’ın ise tutukluluk halinin devamına hükmedildi.
11 sanığın tamamı hakkında “Anayasayı ihlal” suçlamasından beraat kararı veren mahkeme, İhsan Dağı, Lale Sarıibrahimoğlu, Mehmet Özdemir, Nuriye Ural ve Orhan Kemal Cengiz bütün suçlamalardan beraatine hükmetti. Mahkeme tutukluluk devam kararlarını oy çokluğuyla verdi.
Lale Kemal, Nuriye Akman 2 ay 13 gün, Mehmet Özdemir 1 yıl 9 ay 6 gün davada tutuklu kalmıştı.
MAHKEMEDE BUGÜN NELER YAŞANDI
Zaman gazetesinin eski yazarları ve yöneticilerinin yargılandığı 4’ü tutuklu 11 sanıklı davanın karar duruşması Çağlayan’daki İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada tutuklu sanıklar Ahmet Turan Alkan, Mümtazer Türköne, İbrahim Karayeğen, Mustafa Ünal ile tutuksuz sanıklar Ali Bulaç, Şahin Alpay, Lale Sarıibrahimoğlu, Nuriye Ural Akman, Orhan Kemal Cengiz, İhsan Dağı ve Mehmet Özdemir ve avukatları hazır bulundu.
‘İDDİANAMEDEKİ TEK DOĞRU GAZETEDE YAZMASI’
Duruşmada ilk olarak Ahmet Turan Alkan’ın avukatı Faruk Zorba esasa ilişkin savunma yaptı. Zorba, iddianamenin kuruntudan ibaret olduğunu savundu. Müvekkilinin Zaman gazetesinde yazmış olmasının “iddianamedeki tek doğru tespit” olduğunu savunan Zorba, Zaman gazetesinde yazı yazmanın örgüt üyeliği suçunu oluşturmadığını beyan etti. Ali Bulaç’ın avukatı Mehmet Ali Devecioğlu da esasa ilişkin savunmasında, iddianamedeki suçlamaların asılsız olduğunu belirterek müvekkilinin beraatini talep etti.
‘BİZE TERÖRİST ETİKETİ YAKIŞMAZ’
Avukatların savunmalarının arsından sanıklara son sözleri soruldu. Tutuklu yargılanan İbrahim Karayeğen son sözünde ByLock kullanımına ilişkin beyanlarda bulundu. Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin “CGNat kayıtları özel veri olması nedeniyle tek başına kişinin ByLock kullanıcısı olduğunu göstermez” kararını anımsatan Karayeğen, “Son sözümü birçok insanım hayatını karartan, lanetli bir hukuk hayalete dönüşen ByLock’a ayırıyorum. CGNat kayıtlarına dayalı temelsiz suçlamalarla karşı karşıyayım. Bana ve dava arkadaşlarıma terörist etiketi ve darbeci yaftası yakışmaz. Hukuk hepimizin sığınacağı limandır. Kararınızı konjonktürel olarak değil hukuka dayanarak vereceğinize inanıyorum.” dedi.
‘ADLAETİ PARLATMAK ELİNİZDE’
Tutuklu sanıklardan Mümtazer Türköne son sözünde, “38 yıl boyunca Anayasal düzeni anlatmış bir akademisyen olarak bundan sonraki hayatımda anayasal düzeni ortadan kaldırmakla suçlanmamak için siyasal hayatımı sonlandırıyorum ve roman yazıyorum.” ifadelerini kullandı. Tutuklu Mustafa Ünal, hakkındaki iddiaların ağır olmasına rağmen kanıtlayacak tek bir delil bulunmadığına dikkat çekerek, “2 yıl geçti tutukluluğum üzerinden. Tarih mahkemenize yeni bir fırsat veriyor. Adaletin parlatacağı bembeyaz sayfa açmak elinizde. Benim bir suçum yok. Beraatimi ve tahliyemi istiyorum.” dedi.
‘ADALET ALTINDAN DEĞERLİDİR’
Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararlarında haksız tutukluluğu vurguladığını anımsatan Ahmet Turan Alkan, “Adil, tarafsız, bağımsız yargı hazineler dolusu altından değerlidir. Kemikleşmiş ön yargıları adalet temizler, nefreti ancak adalet dizayn eder. Bir ülkenin asıl zenginliği yargısının niteliğidir.” diye konuştu. Tutusuz sanıklardan Orhan Kemal Cengiz, Mehmet Özdemir, Nuriye Ural ve İhsan Dağı da beraat talebinde bulundular. Tutuksuz sanıklardan Ali Bulaç, “Benim gazeteyle yazar olarak ilişkim oldu sadece. Karanlık yüzlerini göremedim. Bilseydim 1 saat bile durmazdım. Gazetede yazdığım için pişmanım. Kimseye kızgın değilim. Bu yargılama 67 yıllık hayatımın kafareti kabul edilsin istiyorum.” diyerek beraatini talep ediyorum.
‘YAZILARIM İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ KAPSAMINDA’
Tutuksuz yargılanan Lale Sarıibrahimoğlu, “38 yıldır bu mesleğe kendisini adamış bir gazetecinin böyle bir şekilde suçlanmasından çok utanıyorum ve bana zul geliyor. Ben profesyonel gazeteciliği gerçek anlamda yaşamış icra etmiş bir gazeteci olarak çalıştım. İddianame ve mütalaa yazma yükümlülüğü delil olmadan sadece suç addetmeye dayanıyor. Bütün yazılarım ifade ve basın özgürlüğü kapsamındadır. Hiçbir suç unsuru içermeyen yazılarımdan örürü beraatimi talep ediyorum.” dedi. Son olarak konuşan Şahin Alpay ise, “Anayasayı ihlalle suçlanıyorum ancak ben 35 yıllık gazetecilik hayatımda hukuk devletini savunmaktan başka bir şey yapmadım. Yazarlık hayatım boyunca teröre şiddete karşı çıktım. Bu yüzden beraatimi vereceğinize inanıyorum.” dedi.
Kaynak: Evrensel